Terör’e göz kırpmak chp’ye kazandırıyor
Karşı binanın 3. kat balkonundaki yaşlı kadın, aşağıdaki apartman görevlisine avazı çıktığı kadar bağırarak propaganda yapıyor: “Amerikancı bunlar! Ülkeyi Amerika’ya...
Karşı binanın 3. kat balkonundaki yaşlı kadın, aşağıdaki apartman görevlisine avazı çıktığı kadar bağırarak propaganda yapıyor: “Amerikancı bunlar! Ülkeyi Amerika’ya sattılar. Teröristlerle işbirliği yapıyorlar. Her gün şehit geliyor, yazık bu ülkeye! Tayyip’e oy verdiğiniz için oluyor bütün bunlar. CHP’ye oy verseniz böyle olmaz…”
Pencereyi açıp yaşlı kadına tatlı bir dille cevap verebilirdim. “Yanılıyorsunuz hanımefendi, ABD ile iş tutan savunduğunuz partinin Genel Başkanı” diyebilirdim. Sadece ABD değil, Almanya’nın da Türkiye aleyhine operasyonlarına CHP’nin katkı sunduğunu; Suriye kuzeyinde bir PKK devleti kurulması çabalarına CHP’nin sessiz kaldığını söyleyebilirdim. CHP Genel Başkanı ve milletvekillerinin, terörle mücadeledeki en etkin ve yerli silahımızdan nasıl rahatsız olduklarını, teröristlerin etkisiz hale getirilmesinden rahatsızlıklarını nasıl beyan ettiklerini, CHP’nin son dönemde eli kanlı terör örgütü DHKP-C ile iyiden iyiye yakınlaştığını, PKK ile artık aynı dili kullandığını, ABD maşası FETÖ ile nasıl ittifak yaptığını anlatabilirdim.
Yaşlı kadın, sadece sözleriyle değil, görünümüyle de tipik bir CHP’liydi. Güngörmüş, Kemalist, Cumhuriyet’in nimetlerinden azami derecede istifade etmiş, AK Parti’yle birlikte imtiyazlarını kaybetmiş, muhtemelen ilk oy verdiği günden bugüne kadar da hep CHP’yi desteklemiş bir kadındı. Türkiye’yi ve dünyayı sadece Sözcü Gazetesi’nden okuyup Halk Tv’den izlediğine şüphe yoktu. Zaten 80’ini aşmış bir kadının, ahir ömründe bütün geçmişini bir kenara bırakıp kulvar değiştirmesi de kolay değildi. Abartmış olmayalım ama CHP’nin başına Öcalan geçse bile partisinden kopmayacak, durumu meşrulaştırıp CHP’ye oy vermeye devam edecek bir muhafazakarlık sergiliyordu. Ne kadar tatlı, nazik, makul ve mantıklı konuşsanız da, ikna edilmesi mümkün değildi.
CHP seçmeninin önemli bir kısmına hakim olan bu muhafazakarlığı keşfeden şüphesiz sadece ben değilim. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da, CHP yönetimi de, her ne yaparlarsa yapsınlar, muhafazakâr tabanlarından oy alabileceklerini çok iyi biliyorlar.
CHP, yüzde 30 oy oranına ulaşamayacağının farkında. Bir önceki seçime göre aynı oyu almayı başarı, oy oranını yarım ya da 1 puan artırmayı da zafer olarak görüyor. Bu rahatlık, CHP’yi hoyratlığa, yeni maceralara atılmaya sevkediyor.
DHKP-C gibi bir terör örgütüyle kol kola yürümek, PKK ile aynı dili konuşmak, hatta PKK’ya kol kanat germek, Fetullahçı Terör Örgütü’nün sözcülüğünü, hamiliğini yapmak, CHP’nin son derece bilinçli olarak kurguladığı, tasarladığı ve kazanmayı umduğu yeni bir politika.