“Video ne kadar güzel bir alet değil mi?”
Esenyurt’ta yaşanan dehşetin görüntülerini izledikten bir müddet sonra Yılmaz Erdoğan’ın yönetip başrolünü oynadığı filmdeki replik geldi hatırıma: “Video ne kadar güzel bir alet...
Esenyurt’ta yaşanan dehşetin görüntülerini izledikten bir müddet sonra Yılmaz Erdoğan’ın yönetip başrolünü oynadığı filmdeki replik geldi hatırıma: “Video ne kadar güzel bir alet değil mi?”. Bir de filmin adı: “Organize İşler Sazan Sarmalı”.
Esenyurt’takine benzer hadiseler Türkiye’de sıkça yaşanıyor. Mafya hesaplaşmaları, kan davaları, trafik kavgaları hatta kaldırımda yürürken yan baktın tartışmaları silahlı çatışmaya dönüşüp birkaç saniye içinde birilerinin öldüğü, birilerinin müebbet hapse yolculuğunun başladığı süreçlere dönüşebiliyor.
“Sıkça yaşanıyor” derken yanıltmayalım tabii: Türkiye, bu tür suçların sayısıyla dünyada farklı bir yerde durmuyor. Başta ABD olmak üzere dünyanın hemen her ülkesinde sıkça yaşanan hadiseler bunlar.
İnternette “cinayet haberleri” araması yaptığınızda önünüze bir gün içinde işlenmiş onlarca vahşi cinayet haberi düşüyor. Çoğunu hiç duymuyor, görmüyoruz. Esenyurt’taki dehşet, hadisenin güvenlik kameraları ile an be an kaydedilmiş, bu kayıtların da olaydan kısa süre sonra medyaya servis edilmiş olması ile diğerlerinden farklılaşıyor ve dikkatimizi çekiyor.
Videonun sağladığı algıda seçiciliğin, tepkimizde, öfkemizde...