Bize her gün 11 Temmuz 1995...
Bosna Hersek televizyonlarının ünlü yüzü ve aynı zamanda Srebrenitsalı bir yetim olan Fikret Hodziç ile tanıştığımız gün, hediye ettiği, …ben de Srebrenitsa’lıyım isimli kitabını...
Bosna Hersek televizyonlarının ünlü yüzü ve aynı zamanda Srebrenitsalı bir yetim olan Fikret Hodziç ile tanıştığımız gün, hediye ettiği, …ben de Srebrenitsa’lıyım isimli kitabını okumaya başladım. Ancak 92’nci sayfadaki şu satırlar ile birlikte, benim için kitap bitti: “Her yaz böyle, her temmuz… Bugünlerde herkes Srebrenitsa hakkında yazıyor. Senede bir herkes eline kalem alıp bir şeyler söylüyor. Yılın kalan kısmında sessizlik hakim. O zaman herkes nerede?”
Soykırımın 20’nci yıldönümüne tekabül eden bu sene, Potoçari Şehitliği’ndeki protokol koltuklarında oturan eski ve yeni Başkanları, Başbakanları, Bakanları ve diğer bürokratları görünce, bu satırları hatırladım.
Hangi dilde konuşurlarsa konuşsunlar, ne söylerlerse söylesinler, babasını, eşini, oğlunu ya da torununu toprağa veren bir Srebrenitsalı kadının gözyaşları kadar sahici olamıyorlar.
Bu sene, yaralı yüreklere yol haritası çizmeye gelenler arasında, bir katil de vardı. 1995’de “her Sırp için, yüz Müslüman öldüreceğiz” diyen Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vuçiç de Potoçari’ye gelmişti. Kim bilir, belki de, sözünü tuttuğunu tüm dünyaya göstermek istiyordu.
İbrahim Tenekeci ağabey, “Osmanlı’dan bize camiler, padişahlar ve şairler; Boşnaklara asalet kalmıştır” der. Şunu da ilave etmeli: Modern Sırplara da, soykırım ve tecavüz miras kalmıştır.