Bosna’da bir “Osmanlı Arkeoloğu”: Adnan Muftareviç
Şurası bir gerçek: Dünya tarihinde nasıl bir yere sahip olduğumuzun pek farkında değiliz. Milletimiz, çok sayıda ülkenin ve milletin tarihinde önemli rol oynamıştır. Öyle ki, Türk milleti anılmadan...
Şurası bir gerçek: Dünya tarihinde nasıl bir yere sahip olduğumuzun pek farkında değiliz.
Milletimiz, çok sayıda ülkenin ve milletin tarihinde önemli rol oynamıştır. Öyle ki, Türk milleti anılmadan, yeryüzündeki birçok devletin tarihi yarım kalır.
Her ne kadar önemli bir kısmı yok edilmiş olsa da: Siyasi sınırlarımızın haricinde kalan şehitlerin ve şehitliklerin sayısı, Anadolu’da bulunanlardan çok daha fazladır.
Filistin, Irak, Hicaz ve Yemen’de yaşananlar yazılamayacak derecede üzücüdür. İşkodra, Yanya ve Filibe’deki şehitliklerimizin hikâyesi de oldukça dokunaklıdır.
Her bir mezar taşı, milletimize ait tapu senedi gibidir. O büyük ve kutlu hikâyenin, küçük ama dokunaklı parçalarıdır. Cami, türbe, çeşme, han ve hamamlar için de benzer bir durum söz konusu. Her biri, bulundukları yerin, bize ait olduğunu söylüyor ve ispat ediyor.