Olan ve bitmeyen
Bir millet düşünün: 1877-78 yılında Ruslar ile büyük bir savaşa tutuşuyor. Meşhur 93 Harbi. Ve bu savaş, tam bir felaketle sonuçlanıyor. Öyle ki Osmanlı’yı yıkan, Birinci Cihan Harbi değil, 93...
Bir millet düşünün: 1877-78 yılında Ruslar ile büyük bir savaşa tutuşuyor. Meşhur 93 Harbi. Ve bu savaş, tam bir felaketle sonuçlanıyor. Öyle ki Osmanlı’yı yıkan, Birinci Cihan Harbi değil, 93 Harbi’dir.
Meselenin daha iyi anlaşılması adına iki ayrı kaynaktan birer alıntı yapalım.
İngiliz Yüzbaşı Fred Burnaby’nin, İstanbul’dan Batum’a, Anadolu’yu bir uçtan bir uca gezdiği yolculuğunu anlatan At Sırtında Anadolu isimli kitaptan okumuştum. (İletişim Yayınları, 2005)
Yıl 1876. Osmanlı ile Rus arasındaki 93 Harbi’nin hemen öncesi. Yani seferberlik zamanı.
İngiliz yüzbaşı, uğradığı vilayetlerde yetkililerle görüşür, devlet dairelerini ve hapishaneleri ziyaret eder. Erzincan civarında gönüllü Kürtlere rastlar. Bu Kürtler, türküler ve ilahiler söyleyerek, Ruslarla savaşmak için cepheye gidiyorlar. Ancak perişan haldeler. Üstleri başları dökülüyor. Yalın ayak, aç biilaç. En önemlisi, hiçbirinde silah yok.