Tek çıkış: Malazgirt...
Yazımıza bir soruyla başlayalım: Savaşları, zafer haline getiren nedir? Savaşa katılan askerler veya kullanılan silahlar mı? Yoksa cephede elde edilen başarılar mı?Soruyu ben sordum, cevabı da ben vereyim: Bir savaşı...
Yazımıza bir soruyla başlayalım: Savaşları, zafer haline getiren nedir? Savaşa katılan askerler veya kullanılan silahlar mı? Yoksa cephede elde edilen başarılar mı?
Soruyu ben sordum, cevabı da ben vereyim: Bir savaşı zafer haline getiren, o savaşın, neticesi yani neyi değiştirdiğidir. Mesela, Malazgirt Meydan Muharebesi, Müslüman Türk milletinin zaferidir. Çünkü bir milletin, milletimizin kaderini değiştirmiştir.
26 Ağustos 1071’de, tam olarak şu oldu: Durduğu yerden başka gidecek yeri olmayanlar, kader birliğinin ilk adımlarını attılar. Bizans soğuğuna ve Moğol karanlığına karşı büyük bir ateş yaktılar. Anadolu’nun kapılarını, sadece Türklere değil, İslamiyet’e, kardeşliğe ve huzura açtılar.
Türk Tarih Kurumu tarafından 1971 yılında yayınlanan İslam Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı isimli kitap, bize şunu söylüyor: On bin civarında Kürt süvarisi, gönüllü olarak, Sultan Alparslan’ın ordusuna katılıp Bizans’a karşı savaşmıştır.
Bu tercih savaşın neticesini ne derece etkilemiştir bilinmez. Ancak bilinen bir şey var: Malazgirt, Türklerin ve Kürtlerin birbirlerini bulduğu, bir olduğu, kader birliği yaptığı yerdir. Başlangıç orasıdır. Orada başlayan ve bin yıldır yürüyen bir hüküm var.