Hepsini yazabilmem mümkün değil. Hindistan’da bir kafede oturuyorum ve ilk aklıma gelenleri çiziktiriyorum. Hepinizin de Anneler Günü’nü kutluyorum. Annelik bana neler mi öğretti? Hadi başlayalım...
Annelik bana ne öğretti?
Hepsini yazabilmem mümkün değil. Hindistan’da bir kafede oturuyorum ve ilk aklıma gelenleri çiziktiriyorum. Hepinizin de Anneler Günü’nü kutluyorum. Annelik bana neler mi...
Haddimi!
“Onu da yaparım, bunu da yaparım!” yalan. Annelik, uçsuz bucaksız bir şey. Yetemiyorsun her şeye. Bir şeyler kaçıveriyor işte.
Ölümlü olduğumu!
Var ya ben çok cesurdum, “Bas, bas, bas!” diye bağırırdım motosiklette, otomobilde. Bir de şimdi gör beni. Göbek adım: Temkinli. Arabayı ben kullanmasam da ayağım sürekli frende. Uçak korkum da annelikten miras. Ölüm korkusu yani. Sonraki soru da şu: “Ölürsem yavruma n’olur?” Annelerin aklına bile getirmek istemediği cümle.
Sınırlarımı zorlamayı!
Tamam her şeye yetişemiyorsun, bazı şeyleri eksik kalıyor, korkuların var ama annelik sınırlarımı sonuna kadar zorlamayı da öğretti. 20’lerdeki beni sallar atarım! O süzme salakmış ya! Çok daha hızlı, becerikli ve iş bitiriciyim şimdi. Hep annelik yüzünden. Zorla adam ediyor insanı!