Artık uyanın!
Ayşe Kulin'in yeni romanı 'Tutsak Güneş' ütopik değil, distopik. Pesimist.Geleceği anlatıyor ama bir cennet vaat etmiyor.Kurguladığı hayali ülkede, faşizan bir rejim, insanların hatıralarını bile...
Ayşe Kulin'in yeni romanı 'Tutsak Güneş' ütopik değil, distopik.
Pesimist.
Geleceği anlatıyor ama bir cennet vaat etmiyor.
Kurguladığı hayali ülkede, faşizan bir rejim, insanların hatıralarını bile siliyor.
Gençler zaten geçmişte nasıl özgürce yaşandığı bilmiyor, orta yaşın üzerindekilerin hafızalarını silmek için yemeklerine ilaç katılıyor, geçmişi unutmaları sağlanıyor.
Ramanis Cumhuriyeti işte böyle bir yer.
Ama sadece adı cumhuriyet, aslında diktatörlükle yönetiliyor.
Merkez, her şeye hâkim, her şey Merkez'in kontrolü altında. O ülkede güneş bile tutsak, önüne bir gökcismi yerleştirilmiş. İnsanlar sürekli karanlığa uyanıyorlar.
En fenası da kadınların durumu, sürekli çocuk doğurmaları teşvik ediliyor.
Beş çocuk doğuran göğsünde nişan taşıyor.
Kadınlardan 'ev kedisi' olmaları isteniyor, dış dünyayla alakaları olmayan, üretmeyen, dolayısıyla söz hakları da olmayan işe yaramaz bir kitle.
Ne var ki kitabın kahramanı Yuna, tek çocuk doğurduktan sonra rahmi alındığı için kendini bilime vermiş; travmasını çözmeye çalışırken, ülkenin içinde bulunduğu kaosu da fark ediyor.
O sırada âşık oluyor, tutkularına sahip çıkmasıyla, siyasi olarak faşist rejime karşı direnmesi aynı ana denk düşüyor.
Düşündürücü, bazen de ürkütücü bir kitap.
Bence okunmalı ve kitaptaki ülkenin hangi ülkeyi çağrıştırdığı keşfedilmeli...