Diyanet keşke, 'Bir yanlışlık oldu, özür dileriz!' diyebilseydi
VAY ki ne vay! Bırakın gazeteci olmayı, bu ülkede yaşayan bir kadın olarak Diyanet’in manasız, anlamsız ve hiçbir mantığa sığmayan açıklamalarına itiraz etmemek, isyan etmemek mümkün...
VAY ki ne vay!
Bırakın gazeteci olmayı, bu ülkede yaşayan bir kadın olarak Diyanet’in manasız, anlamsız ve hiçbir mantığa sığmayan açıklamalarına itiraz etmemek, isyan etmemek mümkün değil.
Bu gelinen nokta kahredici!
Sesini çıkarmazsan onaylıyormuşsun durumuna düşüyorsun.
Sonuna kadar sesimizi yükseltmemiz, haykırmamız gerekiyor.
Bunlar saçmalık.
Kabul edilebilecek şeyler değil.
Hangi çağda yaşıyoruz?
Bugün konuğum Kadın Federasyonları Dernekleri Başkanı Canan Güllü...
Ben sordum, o yanıtladı...
Bu zihniyet sözün bittiği yer
Siz Kadın Dernekleri Federasyonu olarak yıllardır, bu ülkede aile içi istismar, yani ensest üzerine çalışmalar yapıyorsunuz. Hatta çıkardığınız bir Ensest Atlası bile var. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
-İçler acısı olarak!
Nişanlıların ele ele tutuşmasını yasaklamak nasıl izah edilebilir? Edilebilir mi 2016 yılında?
-Dindar Avrupalı, 2016 yılında, 3D makinelerle çağdaşlığa koşarken biz, nişanlıların el ele tutuşmasının günah boyutlarını tartışıyoruz! Ne kabul ne de izah edilebilir! Ancak geçtiğimiz haftalarda da, “6 yaşındaki kız çocuğu evlendirilebilir”, “Kadınlar dayak yedikleri için her gün şükretmeliler” diyen sapık düşüncelere karşı sessiz kalması da Diyanet kurumunun bakış açısını gösterme açısından referanstır.
Nasıl bir zihniyet Diyanet’inki?
-Tarifi yok. Sözün bittiği yer. Televizyon programlarında akıl dışı geri kalmış sorulara verilen cevaplara sessiz kalıyor Diyanet. Diyanetin asli görevi bireyi aydınlatmak. Açılış cümlesi, “Oku, Allah’ın adıyla oku” diyerek bilimi işaret eden süreç işletilmedi, işletilmiyor...
Ensest içeren bir soruya cevap verildi, üstelik gayet normal bir soruymuş gibi...
-Ensest gibi bıçak sırtı bir sorun, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından normalleştiriliyor ve olağanlaştırılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye’nin taraf olduğu tüm uluslararası sözleşmeleri gereği, diğer tüm devlet kurumları gibi kadına karşı şiddeti önlemekle mükellef olduğunu unutuyor. Ayrıca ensest, sadece kız çocuklarının sorunu da değil bu ülkede. Kız-erkek bütün çocuklarımızın sorunu. Daha ne kadar görmezden gelip “Müslüman ülkede ensest olmaz!” diyerek verilen cevaplarla, ensest beslenecek?
Diyanet’in “Bunu yapan bizden biri değil!” açıklaması sizce mantıklı mı?
-Keşke birileri Diyanet’i temsilen çıkıp, “Ey millet, ensest dinen caiz değildir, bir yanlışlık oldu, özür dileriz!” diyebilmeyi başarabilseydi. Biliyor musunuz, o siteyi okuyan ve ensesti dinen sakıncalı bulmayan bir tek kişinin varlığı bile can yakıcı! Biz 4 yıldır, ensest mağdurlarının korunması, uygulayanın cezalandırılması ve bu konuda bilinç oluşturulması için çaba sarf ederken, Diyanet’in verdiği cevaba bakar mısınız?
Bu konuda bir takım açıklamalar geldi... Önce “vatandaş” adı altında, provokatörler yaptı. Yanıtı da kendilerine göre yorumladılar” dendi. Sonra “Bunu yapanlar bizden değil, paralel” dendi. Hatta, “Böyle bir şey yok!” bile dendi. Sizce olay nedir?
-Son zamanlarda her şeyin suçlusu malum paralel yapı! Tıpkı ders çalışmadığında öğrencinin, “Elektrikler kesikti!” bahanesi gibi komik açıklamalar söyledikleri. Kurumun içyapısını bilmiyorum. Ancak 7 yaşındaki bir çocuğun, ortalama 5-6 sayfaya indirilmiş Kuran-ı kerim açıklamasını okumasını ve anlamasını sağlayacak bir gayret içinde olduklarına göre, mensup olduğumuz dinin ana hatlarını anlatacak bir çabayı da bekliyoruz onlardan. Yaparlar umarım. O zaman böyle saçma sorulara muhatap olmaz ve yanıtlarıyla da sıkıntı yaratmazlar.