Evrendeki iyiden asla vazgeçme!
‘Dan’ diye ne söyleyecekse söylüyor. Fazıl Say öyle zaten; kıvırmıyor, meseleyi küt diye koyuyor. Ben açıklığını çok seviyorum. Müzikteki ustalığının yanı sıra hayata...
‘Dan’ diye ne söyleyecekse söylüyor. Fazıl Say öyle zaten; kıvırmıyor, meseleyi küt diye koyuyor. Ben açıklığını çok seviyorum. Müzikteki ustalığının yanı sıra hayata dair fikirleri, deneyimleri ve hayalleri de var bu kitapta. Bir müzisyenin aklına düşen notlar olarak da tanımlanabilir.
Kolay biri değil Fazıl Say, bazen fırtınalı, bazen su gibi durgun biri…
Ama ne olursa olsun umut dolu! Zaten kitabın ana motifini de bu duygu oluşturuyor: Umut.
Bize de o duyguyu geçiriyor, “Her şey geçer, bu da geçecek! İyi günler gelecek. Başka türlüsü mümkün değil. Hayat hep iyiye evrilir. Yarın, hep bugünden daha iyi olacak, olmalı...” diyor.
Yeni albümü de kitapla aynı döneme denk geldi: ‘Güz Şarkıları’. Onu da şöyle anlatıyor: “Bugüne kadar yaptığım albümler arasında hem Türkiye’de hem dünyada en sevileninin ‘Güz Şarkıları’ olacağını hissediyorum.” İçindeki Doğu-Batı sentezi, Türk musikisi, caz, kabare müziği, nostaljik melodileri ve herkes için akılda kalıcı sözleriyle evet, gerçekten de baştan çıkarıcı. Sonbahar melankolisi renklerinde, her biri farklı stilde sekiz şarkıdan oluşuyor. Yorumcu da Güvenç Dağüstün. İlginçtir, kendine ait bir şarkı albümünde, ilk kez, piyano partisini kendisi çalmıyor Fazıl Say. Sevgilisi Ece Dağıstan çalıyor. Fazıl Say, Ece için, “Piyanodan tüm güz renklerini çıkarabilen muazzam yaratıcı bir yorumcu” diyor.
E güzel hareketler bunlar. Aşk var, umut var...