Kendilerini korumak zorunda kalan kadınlar
Artık kimsenin şüphesi yok ki... Bu ülkede devlet, erkek şiddetine göz yumuyor.Aile, medya, toplum, yargı, erkek şiddetini meşru görüyor.Kadınların yıllardır çektiği işkencenin adı "kader"....
Artık kimsenin şüphesi yok ki...
Bu ülkede devlet, erkek şiddetine göz yumuyor.
Aile, medya, toplum, yargı, erkek şiddetini meşru görüyor.
Kadınların yıllardır çektiği işkencenin adı "kader".
"ERKEKTİR, ister döver ister söver. Susup oturmak zorundasın!"
Böyle deniyor.
Hele çocuğu da varsa, kadın, ailesini korumak adına her tür rezilliğe katlanmak zorunda kalıyor.
Tabii ki sesini çıkaramayanlar, kaderlerine razı olanlar var ama kendini korumaya
çalışanlar da var...
CİNAYET İŞLEDİN, KATİLSİN!
Nevin gibi...
Ama kendisini sürekli tehdit eden tecavüzcüsünü öldüren Nevin'e, "Sen cinayet işledin, katilsin!" deniyor ve hapsi boyluyor. Erkekler için sıkça kullanılan "meşru müdafaa hakkı", kadınlar söz konusu olduğunda yok sayılıveriyor!
Ve herkes biliyor ki, bu siyasi iktidar döneminde kadınların karşı karşıya olduğu zulümler bu ülkede tavan yaptı.
İnsanın haykırası geliyor:
Yeter ya! Yettiniz ya! Nedir sizin bu kadın düşmanlığınız? Yazık değil mi bu ülkenin kadınlarına? Onlar aynı zamanda sizin kardeşiniz, ablanız, anneniz, komşunuz değil mi?
Kadın dediğin varlık uzaydan mı geldi? Farklı bir tür mü?
Kendisini savunurken, kurtulmaya çalışırken karşısındakine zarar veren kadınların ifadelerini, hayat hikâyelerini dinlemek, yaşadıkları çaresizlikleri anlamaya çalışmak bu kadar mı zor?
O KADINLARIN SESİ OLMAK
Ortalık toz duman...
Dört bir yandan farklı uğultular yükseliyor.
Her yanımız şiddet ve umutsuzlukla çevriliyken, İstanbul Feminist Kolektif bence çok değerli bir şey yapıyor. Kadınların hayatlarına
sahip çıkıyor.
İnatla, hayatlarına sahip çıkan kadınların sesi olmaya çalışıyor.
Gazete haberlerinde satır aralarına sıkışmış cümlelerin peşindeki hikâyeleri bulup çıkarıyor.
Helal olsun onlara!
NEVİN, ÇİLEM VE DİĞERLERİ