Kıyafetime karışma!
Sokakta taleplerimizi haykıracaklar. Sonuna kadar destekliyorum. Çünkü hayatta, hukukta, kadınlara karşı yapılan her yanlış, kadınların yaşam alanını biraz daha daraltıyor ve “Artık yeter!” demek...
Sokakta taleplerimizi haykıracaklar. Sonuna kadar destekliyorum. Çünkü hayatta, hukukta, kadınlara karşı yapılan her yanlış, kadınların yaşam alanını biraz daha daraltıyor ve “Artık yeter!” demek gerekiyor. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü’yle “Kıyafetime Karışma”yı konuştuk...
- Bu cumartesi Kadıköy’da Süreyya Operası’nın önünde buluşuluyor. Bu hareketin amacı ne?
Son yıllarda kadın üzerinden yürütülen siyaset dine alet edildi. Bunun sonucunda, kadınların her alanda hareketlerine kısıtlama getirecek söylemler geliştirildi, ilgili ilgisiz herkes tarafından. “Yaşam hakkımıza müdahale” olarak değerlendirdiğimiz bu tür hareketlerden canımız fazlasıyla yandı. Biz de “Hangi hakla?!” demek için bir araya geliyoruz...
- Kadın Dernekleri Federasyonu olarak sizin ulaşmak istediğiniz hedef ne?
Sizin köşenizde hep bu ülkede yaşadığımız sorunları konuştuk. Kadın cinayetlerini, çocuk istismarlarını, taciz ve tecavüzleri. Hükümetin yaşanan bu olaylardaki sessizliğinin, vatandaş tarafından onay olarak algılandığını. İşte cumartesi günkü eylem bir nevi, “Rahatsız olduğumuzun farkına varın!” mesajı. Bizler anlık tepki verilmesini ve yargıdaki cezasızlık örneklerinin son bulmasını bekliyoruz. Kısaca yasaların hakkıyla uygulanmasını bekliyoruz...
‘TECAVÜZCÜ KÜRTAJ YAPTIRANDAN DAHA MASUM!’
- İktidar, “Kimsenin kıyafetine de hayat tarzına da karışmıyoruz!” diyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
“Kadın ile erkek eşit olamaz, fıtrata aykırı”, “Kız mıdır, kadın mıdır bilemem”, “Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek”, “Tecavüz çocuğuna biz bakarız, anası ölsün!”, “Evdeki işler yetmiyor mu”, “Kahkaha atan kadın iffetsizdir!” Dolayısıyla tecavüz edilebilir, ki sokaklarda ve otobüslerde tecavüze uğradı! “Kadının fıtratında köle olmak var.” Bu nedenle erken yaşta evlendiriliyorlar. Sonra belediyelerin yayınladığı kitaplar ve hizmete koyduğu pembe vagonlar. Kırmızı ruj sürdüğü ve tayt giydiği için kadınlar öldürüldü ve fail tahrik indirimi aldı bu ülkede. “Hamile kadın sokakta dolaşamaz!” Zaten dolaşamadı, dayak yedi! “Kadına şiddet, medya tarafından abartılıyor!” “Tecavüzcü kürtaj yaptırandan daha masum!” “Böyle kıyafet olmaz!” Bir bakan bir televizyon sunucusu için söyledi. Bunlar iktidardaki yöneticilerin bazı cümleleri. Bunun üzerine ne yorum yapılabilir ki?
TACİZİ KANITLANMIŞ BABAYI SERBEST BIRAKAN ADALET
Babasının tacizini kamerayla kaydetmiş bir çocuğun babasını serbest bırakarak aynı evde yaşamasına göz yuman bir adalet için ne dersiniz? Bu cezasızlığa sessiz kalan bakan ya da hükümet için ne dersiniz? Gerektiği zaman söylenebilen cümleler, kadın ve çocuk vukuatlarında dile gelseydi, bugün içinde yaşadığımız bu ahlaksızlık girdabında olmazdık! Kısaca kadını ikinci sınıflaştıran, çaresizliğinden yararlanılan ve bunu dinin emirleri olarak yansıtan bir görüş hâkim.
'SEN KİM OLUYORSUN EFENDİ!? YAŞAM TARZIMIZA KARIŞTIRMAYIZ!'
- Kadınların bu son yıllarda yaşadıkları zorlukların bir kısmı bakın neler. Canan Güllü’ye sordum, anlattı...
Kürtaj konusunda yasal herhangi bir engelleme yok ama hiçbir hastanede yaptıramazsınız! Oysaki 1965’te gebeliği önleyici araçların serbest satışı ve kürtaj hakkı tanınmış ülkemizde ama 2017 yılında fiili durum böyle değil.
Tecavüze uğrayan kadının tecavüz edenle evlendirilmesi ceza yasasından çıkarılmışken, 2017 yılında Adalet Bakanlığı tarafından yine gündeme getirildi!
Bir de pembe vagon meselesi var! Ayrımcılık yapılarak kadın-erkek eşitsizliği görünür kılındı. Uygulamanın yasalara aykırılığı hakkında “çıt” yok İçişleri Bakanlığı’ndan. Bursa, Malatya ve Şanlıurfa belediye meclisleri pembe vagon için karar aldı. Anayasaya aykırı olmasına rağmen. Ve başkanlar hâlâ görevde. Bu durum cahil cesaretini güçlendiriyor!
Eğitim en sıkıntılı alanımız. 4+4+4’ün ikinci 4’ünden ayrılan kızlar erken yaşta evlendiriliyor. Okullarda din referanslı eğitimler veriliyor. Gelin olma ve biat etme erdemleri anlatılıyor.
En son TEPAV’ın SGK verilerinden derlenen araştırması, kadın istihdamının 2016 Aralık ayında 2015’in aynı ayına göre ücretli çalışan kadın sayısının 40 bin, imalat sanayide kadın çalışan sayısının 20 bin azaldığını gözler önüne seriyor.
“Esnek çalışmamız var!” diye boşuna övünmesinler! Çünkü bu yasa işverenleri kadın işçi alımından uzaklaştırdı.
Tüm bunlar kadını görünmez kılıyor ve sokaklardaki sataşmalar da cabası. Olağanüstü Hal uygulamasıyla birçok kadın derneği kapatıldı. Mallarına el konuldu. Kayyum atanan belediyelerde kadın danışma merkezleri kapatıldı. O çok gizli bilgiler apaçık ortaya döküldü.
Eğitimde cihadı müfredata koymayı önerenler, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına toplumsal cinsiyet eşitliğini koymuyor.
Kısacası, kadınlar olarak yaşam alanlarımız iyice daralmışken bir de sokakta birileri çıkıp diyor ki bize, “Bunu giyemezsin”! Biz de “Sen kim oluyorsun efendi! Sana bu hakkı veren kim? Türkiye Cumhuriyeti, hâlâ laik bir devlet ve yaşam hakkımıza kimse karışamaz, karışmamalı! Birkaç kendini bilmezin bu konuda moral bozmasına müsaade etmeyiz!” diyoruz.