Lucca bir keyif merkezi
2004'ten 2015'e... Tam 11 yıldır Bebek'in, Avrupa yakasının ve İstanbul'un en sıkı markalarından biri.Semtiyle bütünleşmiş eğlence mekânlarından biri.Sokakla iç içe.Bebek'e değer kattığı...
2004'ten 2015'e...
Tam 11 yıldır Bebek'in, Avrupa yakasının ve İstanbul'un en sıkı markalarından biri.
Semtiyle bütünleşmiş eğlence mekânlarından biri.
Sokakla iç içe.
Bebek'e değer kattığı kesin.
Ama tabii her şeye olduğu gibi Lucca'ya da itiraz edenler yok değil.
Trafik artıyor diye.
Oysa o trafik artışı, aynı zamanda Bebek'e gelip giden insanların sayısında önemli bir artış demek.
Bir cazibe merkezi olduğunun göstergesi.
İstanbul Life Dergisi'nin Mayıs sayısı için Bebek dosyası yaptım. O dosyanın içinde Lucca'nın sahibi Cem Mirap'la da sizi burada buluşturuyorum...
Bir sürü yer açıldı, tutmadı kapandı. Ama Lucca, açıldığı günden itibaren marka... Nasıl başardınız?
-New York'ta yaşadığım yıllarda karar verdim böyle bir yer açmaya. Hep meraklı olduğum bir şeydi yeme, içme, eğlence kültürü. İstanbul'da şık ve pahalı olmadan da kaliteli ve keyifli olabilecek mekânların eksikliğini hissediyordum. Tek başıma bir dünya seyahatine çıktım. Bir sürü mekân gezdim ve notlar aldım. Sonra Türkiye'ye döndüm. Kafamdaki yerin ruhu için en uygun mekânın Bebek olduğuna karar verdim. Ve işe koyuldum.
Nasıl tanımlıyorsunuz Lucca'yı? Gece kulübü mü, kafe mi, bistro mu? Hepsi mi?
-Bence Lucca, her gün, sabahın 10'undan gecenin 2'sine kadar açık bir 'keyif merkezi.' Tüm gün boyunca iyi yemek, iyi içecek ve hafta sonu geç saatlerde de sıkı bir eğlence sunan modern bir bistro-bar-restoran...
Ne zaman Bebekli oldunuz?