‘Sade’yi okuyun, hayatınızı sadeleştirin!
Atamıyorum ben. Biriktiriyorum.Neleri mi? Küçük defterleri, kalemleri, fotoğrafları, güzel zarfları, ajandaları, aman Allahım ev ajanda dolu, bir de kablo, neye ait olduğunu bilmediğim kablo ve şarj...
Atamıyorum ben.
Biriktiriyorum.
Neleri mi?
Küçük defterleri, kalemleri, fotoğrafları, güzel zarfları, ajandaları, aman Allahım ev ajanda dolu, bir de kablo, neye ait olduğunu bilmediğim kablo ve şarj aleti...
Atamıyorum.
Ortalıkta durmasınlar diye kutulara koyuyorum, bu sefer ev, ‘kutu cumhuriyeti’ oluyor.
Röportaj sorularımın yer aldığı defterleri, eski ses kayıt cihazlarını, minik kasetleri, CD’leri de atamıyorum ben. Niye bilmiyorum.
Mektuplar, notlar, bir de günlükler...
Bunlar sadece çalışma odamdaki fazlalıklar. Siz bir de evin geri kalanını düşünün.
Ara ara temizlik yapıyorum ama yine doluyor. Ben mesajlarımı, mail’lerimi de atamıyorum. Birikiyor, birikiyor...
Aynı şekilde gardırobum.
“Zayıflarsam giyerim” ya da “Ama anısı var, atamam” dediğim bir sürü şeyle dolu.
Sonunda o kalabalıkta hiçbir şey bulamıyorum ve hep aynı şeyleri giyiyorum.
Hayalim, yazı yetiştirmemin gerekmediği günlerden birinde bu atma, daha doğrusu hayatımı, evimi sadeleştirme faaliyetini gerçekleştirebilmek.
Çünkü kalabalığım.