Ülkenin yarısı açık yarısı maskeli depresyonda!
Psikiyatr Gülcan Özer ve ekibinden elinizden bırakamayacağınız bir kitap: İNSAN HALLERİ Geçen gün, KAGİDER’in şahane başkanı Sanem Oktar’la konuşuyorduk.“Kendin için ne yapıyorsun?”...
Psikiyatr Gülcan Özer ve ekibinden elinizden bırakamayacağınız bir kitap: İNSAN HALLERİ
Geçen gün, KAGİDER’in şahane başkanı Sanem Oktar’la konuşuyorduk.
“Kendin için ne yapıyorsun?” diye sordum. “Uzun zamandır hayal kurmadığımı fark ettim. Hayal kurmaya zorluyorum kendimi!” dedi. Ve ekledi: “Cumartesileri de terapiye gidiyorum!”
Çok hoşuma gitti. Eğer Türkiye’de olsaydım, ben de terapiye Dr. Gülcan Özer’e giderdim.
‘En kafa terapist’ çünkü!
Hem yakın hem nefis bir mesafesi var. O çizgiyi inanılmaz iyi ayarlıyor. Daha önce de röportaj yaptım kendisiyle, bayılıyorum tespitlerine. Kendime böyle bir hediye vermek isterdim, onun deneyimlerinden, hayat bilgisinden ve sezgisinden faydalanmak isterdim. Şimdilik kitaplarıyla yetiniyorum. Bir tane fırından yeni çıktı, ‘İnsan Halleri...’
Ekibiyle birlikte kaleme almışlar ama editörlüğünü Gülcan Özer yapmış. Bir insanı doğumundan alıp yaşlılığına kadar getirmişler, bir sürü insan halini yazmışlar.
Çok beğendim. En çok ‘ergenlik’ kısmına takıldım, Alya o dönemde çünkü, süper tespitler var, çocuğu ergen olanlar mutlaka okusunlar, cinsellik ve yaşlılık bölümleri de ilgi çekici... Sıkı ekip onlar...
Benim ergen beni çağırıyor,
öptüm, gidiyorum...
Ülkenin yarısı açık yarısı maskeli depresyonda
Hoppalaaa... Nereden çıktı bu ‘İnsan halleri’?
- Biz hepimiz terapistiz. Hayatın çeşit çeşit döneminde seyreden ortaya karışık bir ekibiz. Ekipçe bir şey yapasımız vardı! Meşhur pazartesi toplantılarımız vardır, bir nevi kendi terapi seansımız. Bir yandan mesleki sıkışıklıklarımızı konuşuruz, bir yandan kendimizi anlatırız. Kimimiz bekâr, kimimiz evli, kimimiz boşanmış, kimimiz hamile, ergen çocuğu olan, erişkin çocuğu olan... Çeşit çeşit insan, çeşit çeşit mevzu. “İşte insan halleri” dedik ve yazdık...
Gördüklerinizi, yaşadıklarınızı yazdınız yani...
- Aynen öyle! Kılavuz olsun ama iddiacı olmasın... Bilgi içersin ama sezgiyi pas geçmesin istedik. Bizim mevzular ‘dişi mevzular’dır. İş yapar ama kötüye kullanıma açıktır. Sadece bilginin gücünü arkanıza alırsınız, “meli-malı” diye biten cümlelerin içinde kaybolur gidersiniz! Böyle olmasın istedik. İnşallah becermişizdir...
Ben çok sevdim. Ekip halinde yazmanızı da ilginç buldum...