Ya sizin babanız annenizi öldürseydi?
BİR insan, ona 4 evlat veren bir kadını nasıl öldürebilir? 33 yerinden bıçaklayabilir? Canına kıyabilir? Sevdiği kadını... Çocuklarının annesini... Nasıl izah edilir bu? Kötülük mü?...
BİR insan, ona 4 evlat veren bir kadını nasıl öldürebilir? 33 yerinden bıçaklayabilir? Canına kıyabilir? Sevdiği kadını... Çocuklarının annesini... Nasıl izah edilir bu? Kötülük mü? Hunharlık mı? Öfke patlaması mı? Cinnet mi? Ne?
Benim için hiçbir açıklaması yok. Yazıklar olası bir durum!
Benim için affedilmeyecek bir şey de yoktu. Bu ailenin haberini yapana kadar. Artık var. Ben de böyle bir insanı affedemem.
Adı Ahmet K. Hayatı boyunca asalak yaşayan biri. Çek-senet işinden dolayı cezaevine girmiş, insanları dolandırmış. Bir türlü uslanmamış, adam olmamış. Tek şansı Emel diye harika bir eşi olması. Gözlerinin içi gülen, her şeye olumlu bakan, evlere temizliğe giden inanılmaz çalışkan, yapıcı bir kadın. Ama elinde avcunda ne varsa alıyor Ahmet K.
Kadını dövüyor, darp ediyor ve yaralıyor.
Emel mecbur kalıyor, çocuklarıyla birlikte sığınma evine gidiyor. Devletten yardım istiyor bu adam bana bir kötülük yapacak diye, o yardımlar bir türlü gerçekleşmiyor.
Ne zaman ki, kati suretle boşanmak istiyor, adam yol ortasında onu 33 yerinden bıçaklıyor. Emel'in hayatı orada bitiyor!
Geride dört çocuk kalıyor.
En büyüğü Aslı, o zaman 18 yaşında. Annelerinin ölümünün ardından 5 yıl geçti. Bu çocuklar 5 yıldır bir başlarına yaşıyorlar. Abla Aslı müthiş bir kız, anne gibi onlara bakıyor. Benim çok içimi acıtan bir hikâye bu.
Aşağıda Aslı'yla yaptığım röportajı okuyacaksınız.
Bu aynı zamanda 49. Yarım Kalan Hayat. Doğa Okulları'yla bir sosyal proje gerçekleştirdik ve üç çocuğa lise sona kadar burs verdiler. Bundan daha büyük bir mutluluk yok benim için. En azından iyi bir eğitim alacaklar ve her türlü eğitim masrafları karşılanacak. Ben de artık bir "doğa-severim" 3-4 yıl boyuna okullarında gönüllü olarak eğitim vereceğim.
Bütün yüreğimle Doğa'ya teşekkür ediyorum.