Yönetmen Türk, hikâye Türk, oyuncular Türk ama Oscar'da Fransa'yı temsil edecek
Alya ile birlikte izledik, bayıldı. Bütün arkadaşlarına “‘Mustang’e gidin” diyor. İlk andan itibaren insanı içine alan bir film.Ondan sonra da zaten elinizden tutup, sürükleyip...
Alya ile birlikte izledik, bayıldı.
Bütün arkadaşlarına “‘Mustang’e gidin” diyor.
İlk andan itibaren insanı içine alan bir film.
Ondan sonra da zaten
elinizden tutup,
sürükleyip götürüyor.
Bir kadın filmi.
Pek çok kadın meselesine değiniyor ama ‘dan dan’ değil. Sakin, yumuşak,
okşar gibi ama yumruğunu da atıveriyor.
Müthiş güzel çekilmiş, tempolu, enerjik.
Biraz da masalsı.
‘Mustang’ bu ülkedeki genç kızların büyüme sancılarını anlatıyor. Onlara ‘ahlak’ adına nasıl baskılar uyguladığımızı, özgürlüklerini
kısıtladığımızı...
‘Mustang’ çünkü onlar da o yaşta hırçın atlar gibiler, bitmez tükenmez enerjileri ve yaşam sevinçleri var.
O kadar güzel oyuncular seçmiş ki ve birlikte o kadar ahenkli hareket ediyorlar ki, onları izlerken doğada özgürce dolaşan genç tayları görmüş gibi oluyorsunuz.
Farklı bir gözü ve hikâye anlatma tekniği var
Deniz Gamze Ergüven’in. Senaryo da ona ait.
Fransızlar da çok beğenmiş olmalı ki bu filmi, onları Oscar’da temsil edecek.
Sizi Deniz Ergüven’le baş başa bırakıyorum. Ben onun büyük bir yönetmen
olacağına, adını daha çok
duyacağımıza inanıyorum.