Bir günlük evliliğin ve bir imzanın bedelinin ağır olmaması için ne yapabiliriz?
Geçtiğimiz hafta zinanın suç sayılmasıyla ilgili kaleme aldığım “Sorunumuz zina mı, nafaka sistemimiz mi?” başlıklı yazıma NAFAKA mağdurlarından çok sayıda dönüş...
Geçtiğimiz hafta zinanın suç sayılmasıyla ilgili kaleme aldığım “Sorunumuz zina mı, nafaka sistemimiz mi?” başlıklı yazıma NAFAKA mağdurlarından çok sayıda dönüş geldi.
Konuyla ilgili olarak geçtiğimiz günlerde haberlere konu olan Atakan Varlı’nın hikâyesi de NAFAKA sorununun gözler önüne serdi.
Olay özetle şöyle; Varlı, 2015 yılında bir kadınla tanışır. Söz, nişan yapılır ve resmi nikâhları kıyılır. Fakat daha düğün töreni yapılmadan Varlı’nın eline boşanma davası tebliği gelir. Ve mahkeme, karı-koca hayatını hiç yaşamayan ve resmi olarak sadece bir gün evli kalan Varlı’nın, boşandığı eşine ayda 500 TL nafaka ödemesine karar verir. Varlı, tam üç yıldır nafaka ödüyor. Nafaka mağdurları seslerini duyurmak için birçok platform kurmuşlar. Hakikaten hikâyelerini okuyunca “Bir imzanın bedeli bu kadar ağır olmamalı!” diyorsunuz.
Nafaka konusunu hukuki açıdan ele almak adına, bu alanda tecrübesi ve çözüm önerileri olan bir isimle söyleşi yaptık.
Mevlüt Akgün; 22., 23. ve 24. Dönem Karaman Milletvekili. 14 yıl avukatlık, 13 yıl vekillik yapmış. Ayrıca hâlen Ankara’da Avukat ve Arabulucu olarak çalışan başarılı bir avukat.
Mevlüt Bey, kendisine resmi bir görev tevdil edilmemesine rağmen nafaka konusundaki sorunlara karşılık çözüm yolları aramış ve bu alanda çalışmalar yapmış bir isim. Umarım bu söyleşi sorunun çözülmesi için bir katkı sağlar.
Mevlüt Bey, Zina ve Nafaka konusunda siz ne düşünüyorsunuz?