Nüfus Müdürlüğü’nde kardeşiniz olduğunu öğrenseniz ne yapardınız?
Son günlerde kadının güçlü olmasını destekleyen söylemlerin, ailelerin dağılmasına sebep olduğuna dair şikayetlerini sık duyuyorum.Konuyla ilgili çok şey yazılabilir elbette ama söze gerek...
Son günlerde kadının güçlü olmasını destekleyen söylemlerin, ailelerin dağılmasına sebep olduğuna dair şikayetlerini sık duyuyorum.
Konuyla ilgili çok şey yazılabilir elbette ama söze gerek bırakmayan bazı hikayeler vardır.
Bugün size tanıtacağım Beyza ve annesinin hikayesi, kadının gücünün bir aileyi nasıl arada tuttuğunun canlı örneğidir.
Beyza’yla söyleşimizi yazıya dökerken bir hayli zorlandım. Zira anlattığı her detay çok önemliydi. Biraz uzun bir yazı oldu ama emin olun ayırdığınız zamana değecek.
BEYZA AS
1987 İstanbul doğumluyum. İki kardeşim ve birlikte büyüdüğüm annem var. Birlikte büyüdüğün diyorum çünkü annem çok küçük yaşta evlenmiş ve ilk çocuğum. Anlaşma bazında çok problemli bir ailede büyüdüm, üç dört yaşlarımda anne-babamın kavgalarıyla uyanırdım.
Anne ve babamın yaşam tarzları çok farklıydı. Annem dindar bir kadındı ve hafızdı. Babam ise evde alkol alan bir insandı. Annem babamın mezelerini hazırlar, namazını kılardı. Babamın aldatma mevzuları her zaman gündemdeydi.
Küçük yaşta ailevi sorunlara şahit olduğum için farkında olmadan krizleri yönetme, sorunlara çözüm üretme ve insanlara liderlik ve yardım etme gibi misyonu edindim. Çocukken mahalledeki çocuklara liderlik yapardım. Onları annelerinin izin vermediği uzak parklara gizli götürür, yeri geldiğinde kullanılmayan oyuncakları satarak dondurma masraflarını karşılar, sürekli bir şey organize ederdim.