Alev Alatlı ve biz kendimiz…
Nasihatname’nin ikinci cildinde yani yazara ‘’Hafazanallah’’ dedirten Amerikan tarihinin anlatıldığı bölümde İrlanda’nın hikayesi de yer alıyor (s:444).
Yazar İRA’nın yanındaki Sinn Fein isimli örgütten söz ederken İrlanda dilinde anlamının “Biz kendimiz”, “Biz kendimiz başaracağız” demek olduğunu yazıyor. Bence Nasihatname’nin bütününde Alev Alatlı da bunu söylüyor…
NASİHATNAME…
Alev Alatlı, dünyaya hakim olan zihniyeti adeta arkeolojik bir kazı yaparmışçasına titiz bir çalışmayla anlattığı bir kitap serisiyle okurun karşısına çıktı. Alışılmadık sıra dışı bir Nasihatname yazdı. Kızı Funda’ya hitap ederek yazdığı kitap anlatım dili ve formatıyla da çok farklı...
Kitapta yılların birikimi ve emeği var. Şimdiki halini alış sürecine yakından tanık oldum. Masadan hiç kalkmamacasına geçen günlerin gecelerin içinden, evden çıkmadan geçen yılların ardından dikkat ve titizlikle her bir detayı kelimesi kelimesine işlenmiş 11 ciltlik bir eser olarak ortaya çıktı. “Yazarlık ter işidir, ilham değil’’ derken Alatlı aslında kendi yazı serüvenini anlatıyordu.
Japonya’dan Amerika’ya uzanan interdisipliner, ekonomi, felsefe, dilbilim, teolojiyi kapsayan uzun bir eğitimin içinden gelen birikimi muhteşem bir Türkçeyle bambaşka bir formatta Nasihatname olarak karşımıza çıktı. İçeriği ve formatıyla bir yeniyi ortaya koydu.
ALEV ALATLI...
Alev Alatlı 40 yaşında yazmaya başladı. Jack London’ın “Kadınlar kırkından sonra yazmalı” sözüne uydu. İlk kitabı “Yaseminler Tüter mi Hala” Eleni Naciye’nin Kıbrıs hikayesiydi. İşkenceci ile işkence yapılan arasındaki ayırımın bir kontraplak kadar ince olduğunu yazdı.