Diyanet’ten ne beklenir…
Reina saldırısı gerçekleştiği anda sosyal medya ajanları devreye girdi.Olay gerçekleştikten yarım saat sonra “Hristiyan kulübü basıldı”, “Katil Diyanet İşleri Başkanı” gibi...
Reina saldırısı gerçekleştiği anda sosyal medya ajanları devreye girdi.
Olay gerçekleştikten yarım saat sonra “Hristiyan kulübü basıldı”, “Katil Diyanet İşleri Başkanı” gibi hashtagler İngilizce olarak piyasaya sürüldü.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Işid gibi bir örgütün yaptığı bir eylemin hiçbir yerinde olması söz konusu değildi. Ama tartışmanın odağına oturtuldu.
Işid son 13 ayda 1112 intihar saldırısı yapmış, Türkiye'de 30'a yakın saldırı gerçekleştirmiş, Irak'ta ortalama günde 7 intihar saldırısı gerçekleştiren, 4 bine yakın Horasan kaynaklı savaşçısı olan bir terör örgütüyken, yaptığı bir eylem Diyanet gibi kurumla ilişkilendirmek akla ziyan bir cahilliği ve kötülüğü de yansıtıyor. Sosyal ve konvansiyonel medyanın el birliğiyle, Yılbaşı saldırısı Türkiye'de bir anda bir “yaşam tarzı” tartışmasına dönüverdi.
Diyanet bu tartışmanın hiçbir yerinde değildi. Cumhuriyetin en köklü kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından; 1927'den beri her yılbaşına denk gelen haftada cuma günleri bir hutbe yazılıp okunuyordu. Bu cuma da kurum geleneğine uyarak böyle bir hutbe okutulmuştu.
Sosyal medyadaki yorumları ve hashtagleri görünce hutbeyi yeniden okudum.
Bir din kurumu çalışanları böyle bir konuda ancak böyle bir metin yazabilirdi. Diyanet İşleri Başkanlığı da “eğlenceyi teşvik etme derneği” değildi elbette. Üstelik “hutbe” ile “fetva” farkını bilmeden hutbeye fetva diyen konuşmalar, elif ile merteği ayırt etmeye yaramayan açıklamalar konvansiyonel medyaya da sıçrayınca konu ülkenin gündemine kolayca oturdu. İşin kötüsü suçlamalar abuk sabuk, tutarsız, manasız... Maalesef bunlara verilen cevaplar da tutarsız.
Konu birden İHL'ye ya da din eğitimine, toplumun din kültürüne, Diyanet'i tartışmaya dönüverdi. Işid nerede bu konular nerede?
Böyle cahillikleri bırakıp, Işid'in bu ülkenin dindarlarına, buradaki İslam kültürüne hakaret etmek için gerekçe haline getirilmesine araç olmayalım. Bu yüzyılda ülkenin bir din anlayışına ihtiyacı var. Yüzyıllar öncesinden Anadolu coğrafyasında herkesi buluşturan Anadolu irfanını yeniden diriltmek lazım.
KONVANSİYONEL MEDYA DAHA ÇOK SORUMLULUK TAŞIMALI