Dünya bu hâle nasıl geldi?
Bu başlıkta bir yazı için konuya başladım ama bir türlü mevzuyu tamamlayamayınca, yazı teslim saati de yaklaşınca yazamama nedenlerimi yazmaya karar verdim. Kaç aydır yazı işleriyle aramızda bir cenk var ki...
Bu başlıkta bir yazı için konuya başladım ama bir türlü mevzuyu tamamlayamayınca, yazı teslim saati de yaklaşınca yazamama nedenlerimi yazmaya karar verdim. Kaç aydır yazı işleriyle aramızda bir cenk var ki çok haklılar. Efenim çünkü cuma günü yazıyorum ve baskıya kadar nefes nefese yetiştiriyorum bazen de yetiştiremiyorum, on dakika farkla matbaaya gazete gitmiş oluyor. Yazı işleri müdürümüz her hafta bana bir uyarı gönderiyor. Şükür inatla yazıyorum daha nereye kadar dayanır Allah bilir! Yazıları son anda yazmakla ilgili inadımın farkındayım ama başıma da yazarken sahiden binbir iş geliyor. Her türlü iş benim yazı günüme birikiyor, her türlü arıza o gün oluyor. Wifi gitmesi, bilgisayarın bozulması elektriklerin gitmesi, gibi engelleyici sebeplerin dışında bir de konu bulma meselesi var ki bence en önemlisi o! Yazı işleriyle aramızdaki cenk şimdilik tatlı dille sürüyor de akıbetini bilmiyorum. Yani başıma bir iş gelirse bilin ki sebebi benim!
Hafta başında başlıyor yazı konuları zihnimde fink atmaya. Genelde de birbirinden güzel yazı konuları yolda, not alamayacağım zamanlarda aklıma geliyor. Malum söz ya uçup gidiyor.
Bu konu benim yakın çevremin tasasıdır. Bazen bir seyahatte bazen önemli bir toplantıda yakalayıverir onları da eziyete dönüşür. Bana hep konu düşünür, önerirler. Mesela bir dostum bugün mutlaka vakıfları yaz, vakıf senedinden gir şu vakıf üniversitesi olan Bilgi Üniversitesi’nin satılışını yaz dedi. Başladım ama vakit yetmedi. Bir arkadaşım Ziyaüddin Serdar’ın “Cenneti Arayan Adam” kitabının tarzını önererek “Bence sen öyle bir şey yazmalısın, kişileri fikirleriyle dönemleriyle bir hayat akışı içinde ele alarak İslami hareketi yazmalısın.” dedi… Hemen ona çabucak aklıma g...