İlahi beyler!!!
Bugünlerde size ne kadar da “duygusalsınız” demeden duramayacağım. Kulağımda “Kadın duygusallığının siyasette yeri yok” diyen sesleriniz çınlıyor. İsim veremeyeceğim. Sanırım...
Bugünlerde size ne kadar da “duygusalsınız” demeden duramayacağım. Kulağımda “Kadın duygusallığının siyasette yeri yok” diyen sesleriniz çınlıyor. İsim veremeyeceğim. Sanırım hepinizin sesi birbirine karışmış. “Siyaset erkek işidir, duygusallığa yer yoktur. Kadınlar rasyonel davranmakta zorlanır, hemen duygusala bağlar.” Hep duyunca insan “sahi” sanıyor. İlahi beyler! Tam size inanıyordum ki birden fikrim değişti. Hem de Ak Parti kongresini izlerken.. Sadece sahne değil, civar, etraf... Hepiniz etkili oldunuz. O gülmez, sert, haşin, mağrur ifadelerinizin altında ne kadar da duygusal, hassas ve kırılgan olduğunuzu bir kez daha müşahede ettim! Yanılmışım, gerçekten kalbiniz varmış! Hatıra, haysiyete, onura dair atıflar had safhadaydı. Siyasi nezakete, üsluba çok önem veririm. Hatta bizimkileri bu konuda pek bir kaba bulurum. Ama bu sefer mevzu beni de aştı. Sanırsınız ki siyaset gibi sert, sonuçları itibarıyla etki alanı muhtelif bir işin içine insanlar zorla itiliyorlar. Neyse kongreye dönelim. Benim gözlemlerim, kıyıda ayaklarımı sallayarak önümden gelip geçenleri izleme mesafesinde ve kişisel tabii ki! Etrafa kulak kabarttım. Eski genel başkan ve başbakana dair “kalmalıydı” diyenlerden de “gitmeliydi” diyenlerden de ciddi bir analiz duyamadım.