Mekânın şerefini içinde oturanlar sağlar
Haftalık yazı yazmanın kendine göre zorlukları da kolaylıkları da var. Hafta başı gündem üzerine şunu yazarım bunu yazarım derken hafta sonuna geliniyor. Böylece yazı gündemlerim değişmese de onları...
Haftalık yazı yazmanın kendine göre zorlukları da kolaylıkları da var. Hafta başı gündem üzerine şunu yazarım bunu yazarım derken hafta sonuna geliniyor. Böylece yazı gündemlerim değişmese de onları başka çerçevelerde ele alıyorum. Bugün iki önemli yazardan iki alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum, buyurun…
İstanbul deyince akla ilk gelen isimlerden birisi olmalı Ekrem Hakkı Ayverdi. Pek çok tarihi eserin özelliklerini yazmış, belgelemiş, bugüne taşımıştır. Her şeyden önce İstanbul aşığı bir mühendistir, birçok tarihi binanın restorasyonunu yapmıştır. İstanbul’a mensubiyetini şöyle anlatır: “1899’da İstanbul’da doğdum. Büyükbabam 150 sene önce Bolu’dan İstanbul’a gelmiş, büyükanne tarafım Isparta cihetinden. Onların İstanbul’a gelişleri ise 200 sene evveline rastlıyor. Yâni İstanbulluyum. Ama vaktiyle bir konferans vermiştim. Orada demiştim ki: ‘Ben hem Bosnalıyım hem Budinliyim, hem Üsküplüyüm hem Atinalı, hem Sofyalıyım hem Erzurumlu hem Erzincanlıyım. Fakat İstanbulluyum. Hiç ayırmam.’”
İSTANBUL MUCİZESİ…
Onun “İstanbul Mucizesi” ismiyle verdiği bir konferansın metnine rastladım. Diyor ki: “İstanbul oluşundan doğuşundan...