Mutsuzluk Müslümanlığından vazgeçmek…
2016'nın Z raporunu çıkarmaya çalışsak çok zorlanırız. Her alanda kestirilemez sonuçları olan, acı kayıplarla dolu, zor bir yıl geçirdik. Üzerimizden tırlar tanklar geçti, çizgi film...
2016'nın Z raporunu çıkarmaya çalışsak çok zorlanırız. Her alanda kestirilemez sonuçları olan, acı kayıplarla dolu, zor bir yıl geçirdik. Üzerimizden tırlar tanklar geçti, çizgi film karakterleri gibi kalkıp hayata devam ettik ve edeceğiz de… Doğal olarak da etrafta bir umutsuz ruh hali hakim. Bu hal bizim cenahlarda daha da yoğun yaşanıyor. Aslında itiraf etmesek de bu karamsar halin sebepleri arasında dünyanın durumu bir tarafa kendimizle ilgili yaşadığımız hayal kırıklıkları da var.
İşe “İslam davası” tanımıyla başlamakta fayda var. Her birimiz bu kavrama farklı bir mana yükledik. Beklentiler farklı olunca değerlendirmeler de farklı oldu. Yanılgılarımızı konuşacak, kendimizle dalga geçebilecek olgunlukta durum değerlendirmesi yapabildiğimiz ortamlarımız olmadı.
Çok kolalı davranmayı asalet ya da esas duruş gibi gördük.
Aramızdaki saflaşmaları; kendimize dair hayal kırıklıklarını görmezden geliyoruz. Her şeyi bir başka perdeye yansıtıyoruz. Ben iyiyim, onlar kötü… Tabansız, zeminsiz oluşturduğumuz beklentilerle gerçekler arasındaki derin uçurumları konuşmadan; sosyoloijk, siyasi, psikolojik realiteleri yok sayan, “idealize edilmiş kurgusal bir Müslümanlık” arayışlarımız sürüyor. Böyle olunca zaman zaman sentetik haller ortaya çıkıyor.