Açıkgöz kardeşler’in intikamı
Üç kız kardeş, ortancası Hadise... Bilmiyorum gerek var mı tarife? Pop yıldızlarımızdan biri kendisi. Aynı zamanda ekranların sevilen jüri üyesi. Popüler, güzel, arzulanan, merak edilen ve başarılı...
Üç kız kardeş, ortancası Hadise...
Bilmiyorum gerek var mı tarife? Pop yıldızlarımızdan biri kendisi. Aynı zamanda ekranların sevilen jüri üyesi. Popüler, güzel, arzulanan, merak edilen ve başarılı bir kadın.
Bir ablası var Hadise'nin, adı Hülya. Kendisini önce kardeşinin menajeri, sonra da menajeri+klip yönetmeni olarak tanıdık. Küçük kız kardeş Derya'yı da, Hadise'ye diktiği kıyafetlerden tanıdık. Hatta dikişleri kötü, modelleri Beyonce'den yürütme kıyafetlerle pek havaya girip modacı bile ilan ediverdi Deryacık kendisini...
Üç kız kardeş daima yan yanaydı.
Tatillerde, konserlerde, kliplerde, çekimlerde, evde, kırda, plajda...
ÖLSE DE ALKIŞLARI KAPSA
Ablasının kızgın gardiyan misali bakışlarından, kardeşinin Hadise'nin şöhreti kontenjanından yer yapma telaşından mıdır nedir; bu üçlüye bakınca hiçbir zaman 'Aaa bak, ne güzel üç kız kardeş omuz omuza çalışıyorlar' hissi salınamadı bünyeme.
Bir arızanın çıkacağını, grubun dağılacağını ya da Hadise'nin yoluna solo yaşamıyla devam etmek isteyeceğini düşündüm hep.
Benim de ablam var; kız kardeşlik şahane bi' şeydir aslında. Tamam kabul; çocukluk ve genç kızlık yıllarında yarışırsınız, savaşırsınız ve çok kavga edersiniz.
Bkz: Kıyafet kavgası, ilgi çekme kavgası, suçu diğerinin üstüne atma kavgası...
Kıskançlık da olur. Ne ironidir ki, daima iki taraf da diğerinden daha az sevildiğine inanır. Bazı aileler, bir kızını diğerlerinden üstte tutup kızlarını birbirine düşürebilir. Ama büyüdükçe bağlanırsınız birbirinize; birinizin başarısı, diğerinin mutluluğu olur.
Gelin görün ki bazı kardeşlerde; diğerine duyulan gizli kıskançlık, sevgiyle karışık nefret hali, hayatında olduramadığı her şey için onu suçlamak, ömürlerinin sonuna kadar devam eder. Sanki kardeşi ölse rahatlayacak ve tüm alkışlar onun olacaktır.
Gelelim Açıkgöz kızlarına...
Anneleri bu yaz çok kötü bir süreç geçirince kızlar dağıldı. Hadise, kardeşleriyle önce iş ilişkisini, sonra da tüm ilişkisini kesti. Haksız yere üzerinden kazanç sağladığı için ablası Hülya'ya dava açtı.
KARMAYA HAVALELER...
Hadise, 'İntikam çok güzel bir kelime, sen ne dersin?' diye tweet atan ablasına, 'İntikam mı? Yok ben çok tembelim. Şurada oturup karmanın seni mahvetmesini bekliyorum' cevabını verdi.
Hülya Abla'sı da tehdidi patlattı:
'Seyret bakalım neler yapacağım.
Bir tek sosyal medya hayatın kalacak. Ne kadar üzücü bir hikaye...' İntikam tırnakları törpülendi ve yen içeride kalmadı yani. Bu resmen bir meydan savaşıydı ve komik ya da heyecanlı değil, acıydı.
Aşırı dozda öfke, nefret, hayal kırıklığı ve sevgiyi blender'dan geçirince; kişi dengelerini, kontrolünü, mantığını kaybediyor herhalde.
BU NASIL NEFRET!
Böylesine bir nefreti aklım almıyor.
'Yaprak Dökümü' mü bu canım? 'Kadın' dizisi mi?
Çok büyük bir olay olmalı diye düşünüyorum. Belki de tüm aileyi Hadise sırtlandığı için, ona duyulan borçluluk hissi nefrete dönüşmüştür, kim bilir...
Sonra öyle olsa bile, insan kardeşini herkesin önünde incitmek istemez.
Susar, görüşmez ama böylesini yapamaz diye bir daha düşünüyorum.
İntikamlar, karmaya havale etmeler, mahkemeler, tam bir çıldırmışlık, yılların birikimini kusmuşluk hali...
Ha bir de 'Bir tek sosyal medya hayatın kalacak' lafı, günümüz tehdit biçimi midir? Ne iştir? İnsan bir gün çok severken, ertesi gün nasıl böylesine zalimdir? Bilen varsa söylesin...