Gülşen, ‘Evli barklı kadınım estetik yaptıramam’ dedi mi?
Söz konusu 'kadınlarerkekler- kadınların yapması/ yapmaması gerekenler' listesi olunca öyle bir kıvama geldim ki, hiç kulak memesi değil... Küçücük bi' şey sinirlerimi tepeme çıkarıyor, bir sözle...
Söz konusu 'kadınlarerkekler- kadınların yapması/ yapmaması gerekenler' listesi olunca öyle bir kıvama geldim ki, hiç kulak memesi değil...
Küçücük bi' şey sinirlerimi tepeme çıkarıyor, bir sözle oturduğum yerden ayağa kalkıyorum. Çünkü birilerine göre yaşamak, birilerinin dediği gibi olmak, kendinden caymak zorunda kalmak; ta burama kadar geldi! (Sağ elim başımın üstünde) Bu işin küçüğü büyüğü yok artık; özellikle toplum önündeki kişilerin en ufak sözü bile önemli.
Sabah 07.00'de gazeteleri okuyorum. Bu arada sanırsınız saat 03.00! Karanlığa uyanmak, size de saçma bir yalnızlık ve dışarıda kalmışlık hissi vermiyor mu?
Neyse... Baktım Gülşen'in kucağında bebeği, fotoğrafın altında da dudaklarına dolgu yaptırıp yaptırmadığına dair açıklaması.
Açıklama şu şekil: "Ne dolgusu! Evli barklı kadınım ben, yaptırmadım tabii ki."
Ahhh, sen de mi Gülşeeeen! Karşılaştırma yapmak için telaşla açtım diğer magazin eklerini, onlarda da aynı açıklama: "Evli barklı kadınım ben!" (Dan! Dan! Dan! Haaaaa-yıııııııır!)
Vay anasını sayın seyirciler! Demek evlenip çocuk yapınca, en modern kadınların bile içine 'evimin kadınıyım cini' kaçıyor. (Yüce Rabbim, sen kankalarımı ve beni koru!) Evli barklı olunca, hele bir de çocuk patlatınca kadınlarımız bir sürü can kazanıp seviyeler atlıyor, ahlak ve değer evrimi geçiriyorlar sanki. Evlilikten önce ve sonra, aynı bedende iki ayrı insan, iki ayrı yaşam biçimi, iki ayrı kafa...
Ve bütün bunların hepsi bir erkeğe 'evet' demekle oluyor, yahu bu nasıl oluyor?
Özgür, güçlü, bağımsız duruşuyla tanıdığımız Gülşen bile 'Evli barklı kadınım şekerim, aaa tövbe de!' cümlesini kuracak pozisyona geldiyse, vay halimize!
NE ALAKA?
Hem evli barklı olmanın estetikle ne alakası var? Evli barklı olunca yapılmayacaklar listesine (Dans etme, kahkaha atma, gece gezme, kız kıza tatile çıkma, aşırı eğlenme, erkek arkadaşların olmasın...) bir de estetik mi eklendi? Yok valla delireceğim!
En iyisi Gülşen'i arayıp sormak dedim ve aradım. "Gülşenciğim günaydın, bugün çıkan haberlerde söylediklerin doğru mu? Doğruysa telefonu sessizce kapatıp ardıma bakmayacağım" dedim.
Gülşen gülmeye başladı ve şöyle dedi: "Yahu böyle bi' şey söylemiş olabilir miyim? Ne mana! 'Emziriyorum, emzirirken böyle şeyler yaptıramam. Gerekirse ve istersem yaptırırım ama şu an dolgu falan yok, çocuk var' dedim. Estetiğin, medeni halle ne ilgisi var Allah aşkına!"
Neyseki bir yıldız daha kaymadı yani... O zaman soru şu: Bu yanlış haber, bütün gazetelerde aynı anda nasıl çıktı? Haberi tek bir kişi mi servis etti? Orada Gülşen ile konuşan magazin muhabirlerinin hepsi aynı şeyi mi anladı? Yoksa haberi bu açıdan yazmak magazincilere daha mı tatlı geldi?
Küçücük bi' şey sinirlerimi tepeme çıkarıyor, bir sözle oturduğum yerden ayağa kalkıyorum. Çünkü birilerine göre yaşamak, birilerinin dediği gibi olmak, kendinden caymak zorunda kalmak; ta burama kadar geldi! (Sağ elim başımın üstünde) Bu işin küçüğü büyüğü yok artık; özellikle toplum önündeki kişilerin en ufak sözü bile önemli.
Sabah 07.00'de gazeteleri okuyorum. Bu arada sanırsınız saat 03.00! Karanlığa uyanmak, size de saçma bir yalnızlık ve dışarıda kalmışlık hissi vermiyor mu?
Neyse... Baktım Gülşen'in kucağında bebeği, fotoğrafın altında da dudaklarına dolgu yaptırıp yaptırmadığına dair açıklaması.
Açıklama şu şekil: "Ne dolgusu! Evli barklı kadınım ben, yaptırmadım tabii ki."
Ahhh, sen de mi Gülşeeeen! Karşılaştırma yapmak için telaşla açtım diğer magazin eklerini, onlarda da aynı açıklama: "Evli barklı kadınım ben!" (Dan! Dan! Dan! Haaaaa-yıııııııır!)
Vay anasını sayın seyirciler! Demek evlenip çocuk yapınca, en modern kadınların bile içine 'evimin kadınıyım cini' kaçıyor. (Yüce Rabbim, sen kankalarımı ve beni koru!) Evli barklı olunca, hele bir de çocuk patlatınca kadınlarımız bir sürü can kazanıp seviyeler atlıyor, ahlak ve değer evrimi geçiriyorlar sanki. Evlilikten önce ve sonra, aynı bedende iki ayrı insan, iki ayrı yaşam biçimi, iki ayrı kafa...
Ve bütün bunların hepsi bir erkeğe 'evet' demekle oluyor, yahu bu nasıl oluyor?
Özgür, güçlü, bağımsız duruşuyla tanıdığımız Gülşen bile 'Evli barklı kadınım şekerim, aaa tövbe de!' cümlesini kuracak pozisyona geldiyse, vay halimize!
NE ALAKA?
Hem evli barklı olmanın estetikle ne alakası var? Evli barklı olunca yapılmayacaklar listesine (Dans etme, kahkaha atma, gece gezme, kız kıza tatile çıkma, aşırı eğlenme, erkek arkadaşların olmasın...) bir de estetik mi eklendi? Yok valla delireceğim!
En iyisi Gülşen'i arayıp sormak dedim ve aradım. "Gülşenciğim günaydın, bugün çıkan haberlerde söylediklerin doğru mu? Doğruysa telefonu sessizce kapatıp ardıma bakmayacağım" dedim.
Gülşen gülmeye başladı ve şöyle dedi: "Yahu böyle bi' şey söylemiş olabilir miyim? Ne mana! 'Emziriyorum, emzirirken böyle şeyler yaptıramam. Gerekirse ve istersem yaptırırım ama şu an dolgu falan yok, çocuk var' dedim. Estetiğin, medeni halle ne ilgisi var Allah aşkına!"
Neyseki bir yıldız daha kaymadı yani... O zaman soru şu: Bu yanlış haber, bütün gazetelerde aynı anda nasıl çıktı? Haberi tek bir kişi mi servis etti? Orada Gülşen ile konuşan magazin muhabirlerinin hepsi aynı şeyi mi anladı? Yoksa haberi bu açıdan yazmak magazincilere daha mı tatlı geldi?
Fenerbahçe cinsiyetçi ayrımcılığa dur diyor
15 Kasım 2018 | 4.352 Okunma
Yağmur’un sınavı ve babasız kızlar...
14 Kasım 2018 | 6.285 Okunma
Çağan Irmak’a ‘Issız adam’ sürprizi
12 Kasım 2018 | 4.491 Okunma
Hazar Ergüçlü-Onur Ünlü çiftine çifte standart
08 Kasım 2018 | 3.982 Okunma
Polisi aramayan da suça ortaktır!
07 Kasım 2018 | 3.854 Okunma
TÜM YAZILARI