Modern kızların kına gecesıyle imtihanı
Çelişki, bizim için bir yaşam biçimi. Onu zaten çoktan anladık, değil mi efendim... Yaptıklarımız dediklerimize uymaz, tükürdüklerimizi yalamamız üç saniye sürer, ahkam kestiğimiz konular...
Çelişki, bizim için bir yaşam biçimi. Onu zaten çoktan anladık, değil mi efendim... Yaptıklarımız dediklerimize uymaz, tükürdüklerimizi yalamamız üç saniye sürer, ahkam kestiğimiz konular uygulamaya gelince fıslar, sözümüzle hareketlerimiz ahenkle dans etmez... Yaz düğünleri cereyan ederken, şu modern kız havalarımız üzerine düşünmeden edemediğimi söylemek isterim.
Kına gecesi diye bir geleneğimiz var; ne kadar da güzel bir gelenek... Esasen kına gecesi, gelinin baba evindeki son gecesinde yapılır. Gelinin sağ avcunun ortasına kına ve altın konur, ipek mendille bağlanır. Dualar okunur, ayrılık üzerine ağıtlar yakılır, gelin ağlatılır, duygular sel olur.
Kına gecesinin ve yakılan kınanın evlenecek çifti nazardan, kötülüklerden koruduğuna, eşleri birbirine bir ömür bağladığına inanılır. bile söylenir. Evliliğin kutlanıp kutsandığı kına gecesi özeldir, önemlidir. Buraya kadar sıkıntı yok...
Ve fakat son yıllarda büyük şehirlerde düzenlenen kına geceleri, esas anlamından uzak. Hadise; öylesine bir şova ve gelinler arası 'Benim kına gecem seninkini sollar' tadında bir yarışa dönüştü ki, yanında düğünler sönük kalmaya başladı.
Organizasyon şirketleri mi dersin, balo salonları mı, bilmem ne yalıları mı, dansçılar mı istersin, şovlar mı, ünlü şarkıcılardan şarkılar mı, özel dikilmiş kostümler mi...
Son olarak müstakbel bir gelinimizin, erkeklerin omzunda taşınan bir tahtın üstünde, davetlilere öpücükler dağıtıp onları selamlayarak kraliçe edasıyla kına gecesine giriş yaptığını gördük. Diyeceksiniz ki, 'Canı nasıl isterse öyle yapar, sana mı soracak?' O kadar haklısınız ki... Tabii ki düğün de, kına da gelinindir; o ne isterse, nasıl isterse her şey öyle olmalıdır.
Buna da kimse karışamaz.
Buraya kadar tamam da bazılarında kontrolsüz bir abartı, bir şov arzusu, engellenemeyen bir like toplama, onaylanma, kendini gösterme hevesi, 'İşte varlığımın zirvesi' kokuları geliyor burnuma.
CHIARA DA SALDI
Sonra bakıyorum bu kızlara, birçoğu modern tabir ettiğimiz, kendi kendini var etmeye çalışmış güçlü kadınlar... Çıkalım bizimkilerden, gidelim İtalya'ya... Sosyal medya fenomeni ve moda dünyasında söz sahibi Chiara Ferragni bile evlenecek diye kendini kaybetti! Instagram hesabına girin, bakın. Kız, üniversitelerde sosyal medya, moda ve girişimcilik konusunda ders olarak okutuluyor. Kız, dünya moda devleri ile çalışıyor. 14 milyon takipçisi var...
Gelin görün ki Chiara, şarkıcı sevgilisi Fedez ile evlenecek diye delirmiş durumda.
Sanırsınız, kızın yaşam sebebi Fedez'le evlenmek...
Başka bir kimliği, hedefi, varlık sebebi yok. Baksan, Fedez'i bu kadar popüler yapan da Chiara'nın sosyal medya ve moda sektöründeki gücü...
Ama dön bak Chiara'ya; her şeyi bırakıp kocasına tapınası var gibi, elinin tersiyle itiveriyor o güçlü ve kendisini ispat etmenin zevkini çıkaran kadını.
Bırakalım Chiara'yı, çevremdeki birçok başarılı, güçlü, çalışkan kadın da evlilik yoluna girince kendine ait ne varsa salıveriyor.
Ünlü kadın sanatçılarımızın kaç tane boşanma sonrası röportajı vardır, 'Artık tüm gücümü işime veriyorum' şeklinde... Yahu evlenince neden işi gücü bırakıverdin, adama abanıverdin ki bacım?
Hem aşık ol, evlen, hem de varlığını, duruşunu, stilini korumaya devam et.
Bugüne kadar bir erkeğin evlenirken bu kadar kendinden vazgeçtiğine şahit oldunuz mu? Ben olmadım. Bu kadar mı yeniğiz bize öğretilenlere?
MODERNLIK KINAYA KADAR
Kızmayın ama işte böyle bu elaleme şov yaparcasına, rütbeler atlarcasına, zirvelere koşarcasına düzenlenen kına geceleri bir garip geliyor bana. Tabii ki eğleneceksin, mutlu olacaksın, kutlayacaksın; aşık olmaktan daha güzel ne var bu hayatta? Ama dedim ya, meselem başka.
Bu işte bir ayar kaçması, 'kocadan önce ve sonra' olarak kimliği değiştirme söz konusu. Modern kızların modernlikleri kınaya kadar mı?
Verilen mücadeleler, kazanılan başarılar, bizi yataklara gömüp ağlatan hayal kırıklıklarına yenilmeyip yeniden başlamalar, 'tek taşımı kendim aldım'lar evlenme teklifine kadar mı? Aslında biz hiç mi o cool, özgür kadınlar olmadık? Bir yüzükle evimizin kadını olmayı mı bekliyoruz acaba? Güzel gelinlerimize mutluluklar dilerken, ayarı kaçmış kına gecelerini ya da küt diye kendinden vazgeçenleri görünce, bu soruları da sormadan edemiyorum işte. Ne dersiniz?
Kına gecesi diye bir geleneğimiz var; ne kadar da güzel bir gelenek... Esasen kına gecesi, gelinin baba evindeki son gecesinde yapılır. Gelinin sağ avcunun ortasına kına ve altın konur, ipek mendille bağlanır. Dualar okunur, ayrılık üzerine ağıtlar yakılır, gelin ağlatılır, duygular sel olur.
Kına gecesinin ve yakılan kınanın evlenecek çifti nazardan, kötülüklerden koruduğuna, eşleri birbirine bir ömür bağladığına inanılır. bile söylenir. Evliliğin kutlanıp kutsandığı kına gecesi özeldir, önemlidir. Buraya kadar sıkıntı yok...
Ve fakat son yıllarda büyük şehirlerde düzenlenen kına geceleri, esas anlamından uzak. Hadise; öylesine bir şova ve gelinler arası 'Benim kına gecem seninkini sollar' tadında bir yarışa dönüştü ki, yanında düğünler sönük kalmaya başladı.
Organizasyon şirketleri mi dersin, balo salonları mı, bilmem ne yalıları mı, dansçılar mı istersin, şovlar mı, ünlü şarkıcılardan şarkılar mı, özel dikilmiş kostümler mi...
Son olarak müstakbel bir gelinimizin, erkeklerin omzunda taşınan bir tahtın üstünde, davetlilere öpücükler dağıtıp onları selamlayarak kraliçe edasıyla kına gecesine giriş yaptığını gördük. Diyeceksiniz ki, 'Canı nasıl isterse öyle yapar, sana mı soracak?' O kadar haklısınız ki... Tabii ki düğün de, kına da gelinindir; o ne isterse, nasıl isterse her şey öyle olmalıdır.
Buna da kimse karışamaz.
Buraya kadar tamam da bazılarında kontrolsüz bir abartı, bir şov arzusu, engellenemeyen bir like toplama, onaylanma, kendini gösterme hevesi, 'İşte varlığımın zirvesi' kokuları geliyor burnuma.
CHIARA DA SALDI
Sonra bakıyorum bu kızlara, birçoğu modern tabir ettiğimiz, kendi kendini var etmeye çalışmış güçlü kadınlar... Çıkalım bizimkilerden, gidelim İtalya'ya... Sosyal medya fenomeni ve moda dünyasında söz sahibi Chiara Ferragni bile evlenecek diye kendini kaybetti! Instagram hesabına girin, bakın. Kız, üniversitelerde sosyal medya, moda ve girişimcilik konusunda ders olarak okutuluyor. Kız, dünya moda devleri ile çalışıyor. 14 milyon takipçisi var...
Gelin görün ki Chiara, şarkıcı sevgilisi Fedez ile evlenecek diye delirmiş durumda.
Sanırsınız, kızın yaşam sebebi Fedez'le evlenmek...
Başka bir kimliği, hedefi, varlık sebebi yok. Baksan, Fedez'i bu kadar popüler yapan da Chiara'nın sosyal medya ve moda sektöründeki gücü...
Ama dön bak Chiara'ya; her şeyi bırakıp kocasına tapınası var gibi, elinin tersiyle itiveriyor o güçlü ve kendisini ispat etmenin zevkini çıkaran kadını.
Bırakalım Chiara'yı, çevremdeki birçok başarılı, güçlü, çalışkan kadın da evlilik yoluna girince kendine ait ne varsa salıveriyor.
Ünlü kadın sanatçılarımızın kaç tane boşanma sonrası röportajı vardır, 'Artık tüm gücümü işime veriyorum' şeklinde... Yahu evlenince neden işi gücü bırakıverdin, adama abanıverdin ki bacım?
Hem aşık ol, evlen, hem de varlığını, duruşunu, stilini korumaya devam et.
Bugüne kadar bir erkeğin evlenirken bu kadar kendinden vazgeçtiğine şahit oldunuz mu? Ben olmadım. Bu kadar mı yeniğiz bize öğretilenlere?
MODERNLIK KINAYA KADAR
Kızmayın ama işte böyle bu elaleme şov yaparcasına, rütbeler atlarcasına, zirvelere koşarcasına düzenlenen kına geceleri bir garip geliyor bana. Tabii ki eğleneceksin, mutlu olacaksın, kutlayacaksın; aşık olmaktan daha güzel ne var bu hayatta? Ama dedim ya, meselem başka.
Bu işte bir ayar kaçması, 'kocadan önce ve sonra' olarak kimliği değiştirme söz konusu. Modern kızların modernlikleri kınaya kadar mı?
Verilen mücadeleler, kazanılan başarılar, bizi yataklara gömüp ağlatan hayal kırıklıklarına yenilmeyip yeniden başlamalar, 'tek taşımı kendim aldım'lar evlenme teklifine kadar mı? Aslında biz hiç mi o cool, özgür kadınlar olmadık? Bir yüzükle evimizin kadını olmayı mı bekliyoruz acaba? Güzel gelinlerimize mutluluklar dilerken, ayarı kaçmış kına gecelerini ya da küt diye kendinden vazgeçenleri görünce, bu soruları da sormadan edemiyorum işte. Ne dersiniz?
Fenerbahçe cinsiyetçi ayrımcılığa dur diyor
15 Kasım 2018 | 4.352 Okunma
Yağmur’un sınavı ve babasız kızlar...
14 Kasım 2018 | 6.285 Okunma
Çağan Irmak’a ‘Issız adam’ sürprizi
12 Kasım 2018 | 4.491 Okunma
Hazar Ergüçlü-Onur Ünlü çiftine çifte standart
08 Kasım 2018 | 3.982 Okunma
Polisi aramayan da suça ortaktır!
07 Kasım 2018 | 3.854 Okunma
TÜM YAZILARI