Şu ilişkilerin yıpranmayanı yok mu?
Mustafa Sandal, eşi Emina ile ilişkilerinin yıprandığını ve iki hafta sonra boşanacaklarını söylemiş. O zaman ben de şunu sormak istiyorum: Bu ilişkilerin yıpranmayanı yok mudur arkadaş? SONU ÇIKMAZ...
Mustafa Sandal, eşi Emina ile ilişkilerinin yıprandığını ve iki hafta sonra boşanacaklarını söylemiş. O zaman ben de şunu sormak istiyorum: Bu ilişkilerin yıpranmayanı yok mudur arkadaş?
SONU ÇIKMAZ
Sakın bana annelerinizin, dedelerinizin 40, 50, 60 yıllık 'harika' ilişkilerinden söz etmeyin. Çünkü artık o devirlerde değiliz. Yani kadının sineye çektiği, toparlayıcılıkta ustalaştığı, geride durmayı seçtiği, erkeklerin evden işe-işten eve geldiği devirlerde değiliz. Siz bana bu devirden söz ediverin bir zahmet...
Dijital çağın alıp başını gittiği, eldeki cep telefonlarıyla bile gizli bir hayatın kurulabildiği, kadının parasını, gücünü kazanıp 'tahammül etmek' istemediği, kadınların maskülenleştiği, erkeklerin liseli ergenler gibi davranmayı seçtiği, sabırların tükendiği, idareciliğin demode kaldığı, akılların her an çelinmek üzere programlandığı, özgürlüğün yalnızlıkla eşleştirildiği, evliliğin hapis sayıldığı devirden söz edin...
En ideal saydığımız ilişkilerin bile özünde mutsuzluk var; her şeye rağmen direnen birisi var, ihanet var, kaçıp gitme hayalleri var, duygusal ya da fiziksel şiddet var.
Allah aşkına, yolun sonunda ille de 'yıprandık' durumuna gelmek mi var?
Şu ilişkilerin yıpranmayanı yok mu? Ya da ilişkiyi yıpratmama kılavuzu falan yok mu? Nedir bu ilişkilerin dönüp dolaşıp girdiği çıkmaz?
SONU ÇIKMAZ
Sakın bana annelerinizin, dedelerinizin 40, 50, 60 yıllık 'harika' ilişkilerinden söz etmeyin. Çünkü artık o devirlerde değiliz. Yani kadının sineye çektiği, toparlayıcılıkta ustalaştığı, geride durmayı seçtiği, erkeklerin evden işe-işten eve geldiği devirlerde değiliz. Siz bana bu devirden söz ediverin bir zahmet...
Dijital çağın alıp başını gittiği, eldeki cep telefonlarıyla bile gizli bir hayatın kurulabildiği, kadının parasını, gücünü kazanıp 'tahammül etmek' istemediği, kadınların maskülenleştiği, erkeklerin liseli ergenler gibi davranmayı seçtiği, sabırların tükendiği, idareciliğin demode kaldığı, akılların her an çelinmek üzere programlandığı, özgürlüğün yalnızlıkla eşleştirildiği, evliliğin hapis sayıldığı devirden söz edin...
En ideal saydığımız ilişkilerin bile özünde mutsuzluk var; her şeye rağmen direnen birisi var, ihanet var, kaçıp gitme hayalleri var, duygusal ya da fiziksel şiddet var.
Allah aşkına, yolun sonunda ille de 'yıprandık' durumuna gelmek mi var?
Şu ilişkilerin yıpranmayanı yok mu? Ya da ilişkiyi yıpratmama kılavuzu falan yok mu? Nedir bu ilişkilerin dönüp dolaşıp girdiği çıkmaz?
Fenerbahçe cinsiyetçi ayrımcılığa dur diyor
15 Kasım 2018 | 4.352 Okunma
Yağmur’un sınavı ve babasız kızlar...
14 Kasım 2018 | 6.285 Okunma
Çağan Irmak’a ‘Issız adam’ sürprizi
12 Kasım 2018 | 4.491 Okunma
Hazar Ergüçlü-Onur Ünlü çiftine çifte standart
08 Kasım 2018 | 3.982 Okunma
Polisi aramayan da suça ortaktır!
07 Kasım 2018 | 3.854 Okunma
TÜM YAZILARI