Yavuz Bingöl ve reklamın kötüsü
Günlerdir 'Kırmızı ışıkta geçiyoruz, yerlere de tükürüyoruz, aman da pek özgürüz' çıkışıyla konuşuluyor Yavuz Bingöl. Yani ne demek istediğini anlayabilmek için defalarca okudum...
Günlerdir 'Kırmızı ışıkta geçiyoruz, yerlere de tükürüyoruz, aman da pek özgürüz' çıkışıyla konuşuluyor Yavuz Bingöl. Yani ne demek istediğini anlayabilmek için defalarca okudum sözlerini, yine de anlayamadım.
Anlayamama sebebim de şu: Koskoca adam, ülkemizde söz sahibi bir adam, hayranı bol bir sanatçı; yerlere tükürmenin, kırmızı ışıkta geçmenin özgürlük demek olduğunu nasıl düşünebilir ki?
Özgürlük pislik midir, terbiyesizlik midir, çevreyi kirletmek midir, yoksa başkalarının hayatını tehlikeye atmak mıdır?
YENİ POPÇU MU?
Yavuz Bingöl bunu hesaplayamayacak bir insan mıdır?
Gel gelelim, Ahmet Hakan'a yolladığı cep telefonu mesajlarında gazetecileri suçluyor.
O daha başka şeyler de anlatmış da, bunlar ön plana çıkmış. Röportajcılar da bir âlemmiş, en dikkat çekecek bölümleri öne çıkarıyorlarmış, yoksa o tepki toplayan sözleri arada kaynar gidermiş.
Yani sanırsınız röportajı yapan arkadaşımız Yavuz Bingöl'ün söylemediği şeyleri yazdı.
Yani sanırsınız dün çıkmış yeni yetme popçu Yavuz Bingöl. İnsan ikinci röportajından sonra hangi sözünün nereye çekileceğini, hangi lafının manşetlere taşınacağını daha laf ağzından çıkmadan bilir. Ki yılların Yavuz Bingöl'ü huzurlarımızdaki.
Bir de demiş ki savunmasında, "Reklamın iyisi kötüsü olmaz sözüne inananlardanım." Bense inanmayanlardanım Sayın Bingöl. Çok şükür ki günümüzde reklamın iyisi de, kötüsü de oluyor.
Olmalı da...
Sahteliğe, çirkinliğe, basitliğe, numara çekmelere, kadınları ikinci sınıf görmelere, saygısızlığa, ayrımcılığa ve bu tondaki diğer hallere birçoğumuzun yeri kalmadı çünkü.
Ben diyeyim de aklınızda bulunsun...
Reklamın iyisi, kötüsü olur. Bkz: Tükürük, kırmızı ışık, özgürlük ve siz!
Sürümünüzü güncelleyiniz efendim.