Bayram gelecek, seyran gidecek diye korkuyorum
Sabah kısa bir şaşkınlık yaşayacağız. Sular seller içeceğiz. Bir neşe bir neşe! Seslerimiz yükselecek. Gürültü yine her yanımıza sinecek. Tepemize binecek.Çok geçmeyecek....
Sabah kısa bir şaşkınlık yaşayacağız. Sular seller içeceğiz. Bir neşe bir neşe! Seslerimiz yükselecek. Gürültü yine her yanımıza sinecek. Tepemize binecek.
Çok geçmeyecek. Hatırladığımız her şeyi unutacağız…
Çok korkuyorum: bayram gelecek! Bu kadar ileri geçen biz, gerisin geriye gideceğiz.
Bayram gelecek. Ruhumuzun seyranı bitecek diye ödüm kopuyor. Ha ağzımıza vurulan bu kutsal kilit açılacak ve çay içeceğiz diye için için seviniyorum. Yalan değil. Hani öyle takva gösteri merkezlerinde “Nasıl hızla geçiverdi!” deyip deyip birbirine hüzün satan bir durum arz etmiyorum. Bu gösterilere, rondlara hususi dini kostümler içinde katılamadığım için zaman zaman aidiyet konusunda şüphelendiğim de oluyor, fakat aldırmıyorum.
Birazdan bayram olacak. Yaşımız kaç olursa olsun “cicilerimizi giyinip” endam edeceğiz. Sonra? Yine aynı tek düzelik biteviye resmigeçit törenine başlayacak. Kafamızda bilindik hayat gürültülerinden kontrolsüz bir orkestra ve takımsız bando.
Oruçken düşünebildiğimiz ve hayatımız olmaya ramak kala olan derinlikler uçuverecek elimizden avcumuzdan. Bir şeyleri yakaladık derken yine kaçıp saklanacağız bizi doğuran o ebeden… Hakk bizi bir amaç üzere dünyaya getirdi. Amaçta anaçlık var!