Bir avuç iç ve geç
Bir vakitler Gösteri Sanatları Merkezindeyim. Üstün İnanç, Haşmet Zeybek hocalarımız var. Tiyatronun neşet edebileceği bir ayet olarak, ilginçtir; "dünyanın oyun ve oyalanma" olduğunu söyleyen ayet geçiyor...
Bir vakitler Gösteri Sanatları Merkezindeyim. Üstün İnanç, Haşmet Zeybek hocalarımız var. Tiyatronun neşet edebileceği bir ayet olarak, ilginçtir; "dünyanın oyun ve oyalanma" olduğunu söyleyen ayet geçiyor konuşmalarda.
Gözlerimin önünden hiç bir şeyi ciddiye almayan ve bu nedenle de depremin ardından bol alkışlı, ateş yakılan o şehir geçiyor. Mahalle baskısının zirvesini yaşadığım ve küçücük bir mümin olduğum için aşağılandığım o şehir…
Sonra güne uyanıyorum hatıradan. "Dünya oyun ve oyalanma mekanıdır" ilahi verisini kimi kesimlerin, dünyayı salt entrika mekanı olarak kullanarak sergilediğini görüyorum.
Kimileri için se sırf bir eğlence merkezi sanki dünya...Bir yetişkinler, ne kadar “dolu dolu” yaşasalar da bir türlü yaşamlarına yetişememişler lunaparkı... Eşya ile, gereken, gerekmeyen araç ve gereçlerle, nesnelerle insan arasında çocuk -oyuncak, ergen-oyun ilişkisi gözlemleniyor. Nesneleştirilen kişiler de dahil buna.
Eşya insanı şeyleştiriyor. İnsan oyuncak oluyor kendi elinde.
Oyuncaklar ve koca oyuncak sepeti buna çok kırgın...