Kanuna teslim olan aşk: Dostluk
Kimse kimse için kendinden çıkıp, bir daha dönemeyeceği kadar uzağa gitmek zorunda değildir böylesi bir sevgide. Muhatabının duyguları, düşünceleri, ihtiyaçları, arzuları ve kesişmeden doğan...
Kimse kimse için kendinden çıkıp, bir daha dönemeyeceği kadar uzağa gitmek zorunda değildir böylesi bir sevgide. Muhatabının duyguları, düşünceleri, ihtiyaçları, arzuları ve kesişmeden doğan özel isteklerinin ormanında kendini kaybetmek zorunda değildir…
Kaybolduğu noktada muhatabın içinden çıkan bir kurt onu kapma deneyiminde bulunmayacaktır hem o vakit.
Kimse kimsenin -eskilerin sırtına yükledikleri odun gibi- binemez, kalbine, hayatına…
Dostluk sevgisi sevgiler içinde en muzır olmayanıdır.
Sevgi, merhamet gibi duygu durumları menfi yanlarını ne güzel maskelerler. İnsanın yoksulluğuna, ruhsal açlığına ve belki aç özlülüğüne denk düştükleri için, oldukları hallerle, hiç itirazsız, bütün hücreler ayakta, davul, zurna, alkış karşılanır ve kabul edilirler. Gümrük uyuklar. Gümrük ölür adeta… Tedbir mi? düşünülecek ne vardır bu sevgi selinin karşısında. Bu müthiş sözlerin, yaklaşımın, kıymet bilmenin görmezden gelinmesi nankörlük değil de başka nedir? “Nedir sorarım size?”
“Fakat efendim, birden bire, şey, nasıl olur? Susalım lütfen! Sessizlik! Sessizlik!”