Şehre düşünce
Bir hızır yeşermesi... Yıldız tohumu. Ay suyu. Dal incesi. Kaya onuru. Dağ rüzgarı. Kır çiçeği... Irmak. Papatya. Gelincik.Beton. Trafik. Fatura. Yalan. Gazete. Duvar. Gürültü. Televizyon.Şimdiye kumrular doyurdu...
Bir hızır yeşermesi... Yıldız tohumu. Ay suyu. Dal incesi. Kaya onuru. Dağ rüzgarı. Kır çiçeği... Irmak. Papatya. Gelincik.
Beton. Trafik. Fatura. Yalan. Gazete. Duvar. Gürültü. Televizyon.
Şimdiye kumrular doyurdu karınlarını. İlk vapur kalkalı çok oldu. İskeleler doldu boşaldı. Kıtalar paylaştı kalabalığı, işi, gücü, telaşı...
Galata yine ayakta. Arasokakların başında. Sırtımızda doğmamış “güneş” yükü…
Daha çok gülsün herkes bu bahar. Ellerimiz papatya arıyor. Oradan oraya koşup çiçek toplamak arıyor ellerimiz. Biraz ırmak özlemi var desek deniz küser mi?
Yazılmamış satırlarından okuduğum bir Kitap. Kime söylüyorum diyen bir Kitap…