Bir seccade kadar insanın izzeti ve şerefi yok mudur?
İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif, büyük hakikati şöyle dile getirir: “Geçmişten adam hisse kaparmış, ne masal şey! /Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?/’Tarih’i...
İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif, büyük hakikati şöyle dile getirir: “Geçmişten adam hisse kaparmış, ne masal şey! /Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?/’Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar;/ Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”
Müslümanların yaklaşık on beş asrı, vurdumduymazlıkla geçti. ‘İnsanı adam etmesi’ gereken değerler, iktidar ve çıkar kavgaları uğruna heder edildi. Kur’an yapraklarını havaya kaldırarak siyasi rakiplerini yenme stratejisi, Müslüman siyasal zihne yön verdi. Bu geleneğin öncüleri, kazandılar, başarılı oldular ve dönemlerinde hükümlerini sürdürdüler belki ama ‘ahlak dinini’ siyasete kurban ettiler. Hz. Ömer döneminde iki büyük güç (Bizans ve İran) karşısında büyük başarılar kaydeden Müslümanlar, Hz. Osman ile başlayan kargaşalar sonrasında ahlaken ve siyaseten bir daha belini doğrultamadı. Akıl ve düşünme hapse mahkûm edildi. Artık en ideal Müslüman, sorgulayan değil itaat edendi. “Tefrikaya düşmeyin” anlayışı bir kenara atıldı, “böl ve yönet” diyen politik mücadele, dinin ahlakını yerinden...