Din ‘uyuşturucu’ olursa din olmaktan çıkar
Dinler, hayata rağmen yaşanacak bir değerler dizgesi olarak ortaya çıkmamıştır. Dönemlerinin kültürüyle hayatın içinden ve hayatla beraber bir yaklaşım içinde muhataplarıyla buluşurlar. Bunun...
Dinler, hayata rağmen yaşanacak bir değerler dizgesi olarak ortaya çıkmamıştır. Dönemlerinin kültürüyle hayatın içinden ve hayatla beraber bir yaklaşım içinde muhataplarıyla buluşurlar. Bunun idrakinde olamayanlar kutsadıkları beş-on fıkıh kuralını din zannederler. Ünlü tarihçimiz Prof. Dr. Halil İnancık’ın ifadesiyle “İslam dini ile Araplığı ayıramayan, şalvar ile hurmayı dinin icabı sayan” bu kişiler, putperestliğe rahmet okuturlar. Şekli-kuralı-ritüeli amaç haline getirmek bir nevi putperestliktir. Mevlana’nın deyimiyle dişleri testere olmuş, önüne geleni kesip biçenler, yılbaşı kutlaması, saç sakal, kadın konusu veya birkaç ritüeli temele alıp esip gürlerler gürlemesine ve fakat haksızlık, adaletsizlik, düşüncede-bilimde geri kalmışlık, devlette liyakatsizlik, israf ve gösteriş vb. konulara gelince tek kelime etmezler. Alparslan’ın Romen Diyojen’e karşı alicenaplığını, Kılıçarslan’ın Haçlılara karşı kabalıktan uzak yiğit çıkışını, tek Hristiyan ferdini incitmeyen ve Arslan Yürekli Rişar’ı hayretlere düşüren Selahaddin Eyyubi’nin nazik tutumunu, kendi insanına/yekdiğerine göstermekten aciz bu siyasallaşmış zihnin günümüz...