Gençler neden Saraçhane’deydi?
İngiltere’nin siyasi hayatına damga vuran Demir Leydi Thatcher ne demişti: “Toplum diye bir şey yoktur. Bireysel erkekler, kadınlar ve aileler vardır.” Bu “neoliberalizmin” temel felsefesi! Bireycilik, yabancılaşma, tüketim...
İngiltere’nin siyasi hayatına damga vuran Demir Leydi Thatcher ne demişti: “Toplum diye bir şey yoktur. Bireysel erkekler, kadınlar ve aileler vardır.” Bu “neoliberalizmin” temel felsefesi! Bireycilik, yabancılaşma, tüketim toplumu, gelir dağılımındaki adaletsizlik.
Zaman zaman bu alıntıyı yaptım bir kez daha yapmam gerekiyor. İngiliz psikolog Steve Taylor, “ÇÖKÜŞ/6000 yıllık delilik ve yeni bir başlangıç/Maya Kitap” kitabında şu tespiti yaptı: “… Sorun şu ki deliliğimizin sonuçlarını artık olağan karşılamaya başladık… İnsanın asla ihtiyaç duymayacağı büyüklükte bir servete sahip olmak için çırpınması, durmaksızın başarı, iktidar ve şöhret peşinde koşması-hatta servete ve üne kavuştuğunda bile asla tatmin olmaması- doğallaşır.” Taylor, “Çöküş”ten önce hayatın kaygısız, hoş hatta neşe dolu olduğunu… “Çöküş”ten sonra ise hayatın ‘çirkin, zalim ve kısa’ bir hal aldığını kaydetti.
Evet! Çöken bir sistem yani neoliberalizm ve bu çöken sistemden en çok etkilenen gençler!
Son bir haftaya bakın.
Ortak değerlendirme şu:
“Saraçhane kitlesi sadece Ekrem İmamoğlu’na desteğe gitmedi. Yaşları 18-24 arasında olan gençlerin yaşadıkları sıkıntıları herkes biliyor. Sonuçta onlar da uzaydan gelmedi ki.”