Gideceği limanı bilmeyen kaptan
“İmparatorluklar ekonomik gelişmeyi ihmal edip, askeri maceralara girdiğinde ve kontrol edemedikleri derece büyüdükleri andan itibaren çökerler. ABD tam da bunu yapmıştır. Türkiye bu durumu görmek ve çöken...
“İmparatorluklar ekonomik gelişmeyi ihmal edip, askeri maceralara girdiğinde ve kontrol edemedikleri derece büyüdükleri andan itibaren çökerler. ABD tam da bunu yapmıştır. Türkiye bu durumu görmek ve çöken imparatorluklar döneminde yeni rota çizmek mecburiyetindedir. Bir denizci olarak şu tavsiyeyi yapalım: ‘Gideceği limanı bilmeyen kaptana hiçbir rüzgar fayda sağlamaz. Türkiye’nin rotası 99 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk tarafından belirlendi. Tek yapacağımız o rotaya geri dönmektir.”
Mavi Vatan’ın isim babası Tümamiral Cem Gürdeniz’in “Jeopolitik Fırtına/Kırmızı Kedi Yayınevi” kitabından bir tespitle başladım yazıma. Tam da “NATO Zirvesi ve Türkiye’nin İsveç sorununu rafa kaldırdığı” günlerde bu kitap “rota” yani izlenecek yol oldu benim için de.
Neden mi?
Biliyorsunuz, 28 Mayıs seçimlerinden sonra bir “kaptan” metaforu var. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da yakın zamanda kullandığı ve istifasını isteyenlere karşı “gemiyi güvenle limana taşıyacak kaptan benim” mesajını verdiğini düşündüğümüzde, iktidar ve muhalefet için rota ve kaptan artık daha anlamlı iki kelime. Beştepe’de bir kanat ısrarla...