Başkent’ten dik çıkmanın reçetesi

Galatasaray, Fenerbahçe yenilgisinden sonra Süper Lig’de üst üste üç maç kazanıp hem puan cetvelinde üçüncü sıraya oturmayı başardı, hem de şampiyonluk yolundaki iki rakibi Medipol Başakşehir ve Beşiktaş’la arasındaki puan farkını 3’e indirdi.

Ben de Galatasaray’ın sezon başından beri iyi futbol oynamadığını yazıp, söyleyip duruyorum. Ancak zirvede iyi oynuyor dediğimiz takımların da durumu ortada. Öyle bir lig ki, herkes herkesi yenebilecek ya da çelme takabilecek güçte.

Galatasaray’ın önümüzdeki sezon mutlaka Avrupa’da olması gerekiyor. Bu hem gelirler hem de prestij açısından önemli. Bu lig sıralamasından mı olur, Ziraat Türkiye Kupası’ndan mı, bekleyip göreceğiz. Şu bir gerçek ki, Sarı-Kırmızılılar’ın bundan sonra hem ligde hem de Ziraat Türkiye Kupası’ndaki maçlarını devre bitinceye kadar kazanması gerekiyor. Yani Süper Lig’de deplasmandaki Osmanlıspor ve Alanyaspor, kupadaki iki Tuzlaspor karşılaşmalarından galibiyetle ayrılması gerek.

Mustafa Reşit Akçay’ın Osmanlıspor’u “Taş” gibi bir takım. Başarıları ortada. Sahasında bileğini bükmek çok zor. Galatasaray’ın pazar günü Ankara Osmanlı Stadı’ndan başının dik çıkması için aslarının elini taşın altına sürmeleri gerek. Galatasaray, üst üste üç galibiyeti alırken öyle “ahım-şahım” bir futbol oynamadı. Ama kazanmayı becerdi. Bu maçlarda Sneijder ve Podolski kıpırdadı, Galatasaray da arzu edilen 3 puanları hanesine yazdırdı. Ancak Osmanlıspor karşısında bu futbolun yetmeyeceği aşikar. Cim-Bom defansta büyük hatalar yapıyor. Osmanlıspor’un süratli hücumcuları aynı hatalar tekrarlanırsa, cezayı keserler. Sarı-Kırmızılılar’da hatlar arasındaki mesafe çok olmamalı, rakibine oyun kurma fırsatı vermemeli. Başta Sneijder, Selçuk ve sakat Podolski’nin yerine forma giymesi beklenen Eren Derdiyok olmak üzere takım normal perfonmansının üzerine çıkmalı. Orta alana bu maçta büyük iş düşüyor. Enlemesine ve geriye doğru oynamak Galatasaray’a zarar verir düşüncesindeyim.