Cim-Bom tam 4 yıldızlık oynadı

Galatasaray, Akhisar karşısında maçı 28. dakikada bitirmişti. Semih, Bruma ve Yasin’in golliriyle ilk yarım saat dolmadan tamım 3-0 öne geçti. Sonra Bruma bir gol daha attı ve Galatasaray ilk yarıyı 4-0 bitirdi.

Maç süresince Akhisar’ın çok zayıf bir rakip olduğu, bu sonucun bir ölçü olamayacağı türünde yorumlar dinledik. Ancak bunların hiçbiri Galatasaray’ın ilk 45 dakikada oynadığı hem çok akıllı, hem çok güzel ve hem çok süratli futbolu silip atamaz. Bir takım kötü oynadığı, motive olamadığı, oyundan koptuğu an, gider Tuzlaspor’a da yenilir. Şimdi Galatasaray o gün Tuzla’ya 5 gol atsaydı ne diyeceklerdi. ‘Bu bir ölçcü değil’ mi denilecekti. Her 90 dakika bir ölçü- dür. Ve Galatasaray da bu 90 ‘ın ilk 45 ‘inde gerçekten de olağanüstü bir futbol sergiledi.

Bu arada Sneijder’a bir parantez açmak gerek. Gerçek bir 10 numara gibi oynadı. Hatta biraz da Hagi’yi hatırlattı. Öyle güzel paslar attı, öyle güzel verkaçlara girdi ve öyle güzel ortalar yaptı ki tribünlerden haklı bir alkış aldı.

Podolski’nin oyunu da alkışlanmaşa değer. Galatasaray’ın bu futboluyu, eğer doğru ise 8 milyon euroya Japonya’ya satmış olması gerçekten akıllara zarar. Bu paraya bırakın Podolski’yi, onun gölgesini bile alamazsınız. Semih’in gol atması onun için bir moral motivasyon oldu. Savunmada da gerçekten iyi oynadı. Yavaş yavaş eski formunu yakalayacak gibi gözüküyor.

Maçın sonlarına doğru Galatasaray bir de penaltı kazandı. Selçuk bunu çok şık bir vuruşla gole çevirdi. Muslera, Galatasaray seyircisinin sevgilisi. Akhisarlı Vaz Te’ye attığı çalım seyirciyi tek kelime ile mestetti.