DAEŞ Batı’nın kurguladığı El-Kaide’nin kopyasıdır!

Terörizm çok pahallı bir iştir. Bugün dünyanın dört bir yanına dağılmış terör örgütleri, ilke ve ülküleri (!) uğruna insanlık düşmanı eylemlere pervasızca imza atabiliyor. Terör örgütleri eğitimlerinden tutun temel ihtiyaçlarına, kullandıkları silahlardan, onca yiyeceğe, barınağa nasıl sahip olabiliyor? Bu değirmenin suyu nereden geliyor? Büyük devletlerden tabi.

Neden Müslüman örgütler deyimi kullanılıyor sıkça? Neden barış ve sevgi dini İslam’la birlikte anılıyor terör? Kim ilk kez Müslüman terörü yaftasını fırlatıp attı ortaya? Kökten dinci, Yeniden Doğma Hıristiyan (Born Again Christian) olduğunu (ne demekse) dilinden düşürmeyen ABD eski Başkanı, Illuminati’nin uzantısı Kurukafa ve Kemikler (Cross and Bones) örgütünün Yale Üniversitesi’ndeki temsilciliğinin eski başkanı, gene Illuminati’nin ana hücresi Opus Dei’nin üyesi olduğu söylenen, George W. Bush! 

Yani terör bir kaç hak arayan öfkeli adamın işi değil! Tam tersine batılı devletlerin, işlerine geldiği için İslam’ı suçlayan örgütlü suçudur! DAEŞ ya da IŞİD bir cihad örgütü falan değil, emperyalizmin beşinci koludur! PKK mı? O bu büyük içki sofrasındaki fındık fıstık olabilir ancak!

Ya Almanlar?

Bugün, özellikle Batı’da “siyonizm” konusunda konuşmak, eleştiri getirmek yasaktır neredeyse. Siyonizmi eleştirdiğiniz an ırkçı ya da Nazi olarak damgalanırsınız. Bu bir inanç sorunu değildir. Yani Yahudilere yönelik bir suçlama ya da karalamayla ilgisi yoktur. Eleştirilip suçlanması gerekenler Gazze’de insanlık dışı suçlar işleyen Siyonistlerdir. Onlar hiçbir suçu olmayan kadınları, yaşlıları katletmektedir, gözlerini kırpmadan.