İnsan olmayı öğreneceğiz... Bir musibet ve bin nasihat
Korona kasıp kavurmayı sürdürüyor; apansız bastırdı, amansızca çanımıza ot tıkadı! Ne zaman bitecek, ne zaman eski yaşantımıza dönebileceğiz sorularıyla boğuşuyoruz, gün yirmi dört saat!
Bu arada, sokağa çıkamamanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyoruz. Dışarıda yağmur yağıyor, rüzgardan ağaçlar iki büklüm. Böyle bir günde para versen sokağa çıkmazdım... Ama çıkıp çıkmama tercihi benimdi. Sırılsıklam ıslanıp ıslanmamak, rüzgarın tokadıyla oraya buraya savrulup savrulmamak tümüyle benim tercihimdi. Şimdiyse devletin! Bana çıkamazsın evinden dedi. Doğrusunu da yaptı elbet. Ama özgürlüğümüz kısıtlandı ya; işte bizi çıldırtan o! Mahpus damına tıkıldık sanki. En kötüsü, havalandırmaya çıkmak da yok! Tıkıldın bir mekana, seyret duvarları gün boyu.
Korona öncesi günlerin özlemiyle yanıp tutuşuyoruz!
Ama bu günler geçecek elbet.