Milli olmayan MİT ve Hakan Fidan-III İzmir Fuarı’nda Casus Pazarı
Ülkelerin ilk savunma hattı istihbarat kuruluşlarıdır. Eğer istihbarat birimi kevgire dönmüş, başka bir ülke ya da ittifaka, haraç mezat satılmışsa o zaman o ülkenin ilk savunma hattı...
Ülkelerin ilk savunma hattı istihbarat kuruluşlarıdır. Eğer istihbarat birimi kevgire dönmüş, başka bir ülke ya da ittifaka, haraç mezat satılmışsa o zaman o ülkenin ilk savunma hattı çökmüştür. MİT’in içine düştüğü bataklığı yaratanlar ne kurumu yönetenler ne de bu kurumda çalışanlardı. Mustafa Kemal’in ölümüyle birlikte Türkiye’nin kendi ayakları üstünde duramayacağına, mutlaka sırtını bir yerlere dayaması gerektiğine inanan yöneticiler önce Nazi Almanyasına sonra da NATO’ya sımsıkı yapışmışlardı. Türkiye’yi düşmana karşı NATO savunacaktı. İstihbarat teşkilatından silahlı kuvvetlerine değin oluşturulan emir komuta zinciri seçilmişleri adamdan saymıyor, emirler NATO’dan, Washington ve Londra’dan geliyordu artık.
MAH, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bile CIA’in emirleriyle operasyonlar düzenlemeye başlamıştı. Rahmetli Menderes’in müsteşarı ve bir dönem MAH’ı içine çekildiği bataklıktan kurtarmak için teşkilatın başına geçen Ahmet Salih Korur “Ne Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın, ne Menderes’in ne de TBMM’nin olan bitenden haberi vardı” diyecekti Yassıada’da: “Biz CIA emretti diye İzmir Fuarı’nda ortak operasyonlar düzenledik... Her yıl İzmir Fuarı’na 30’un üstünde yabancı ülke katılır. Bize CIA’in verdiği görev fuara katılan, batılı olmayan ülkeleri izlemekti... İzmir Fuar döneminde Japonya’dan Libya’ya, İspanya’ya kadar birçok ülke ajanıyla dolup taşar. Fuar NATO üyesi bir ülkede olduğundan başta ABD, bütün NATO üyesi ülke casusları ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor, özellikle Varşova Paktı üyesi ülke casuslarıyla kedi fare oyununa soyunuyordu. Bu oyun öyle boyutlara ulaştı ki İzmir Fuarı, başta KGB, Bulgar, Macar Yugoslav ajanlarının staj alanına dönüştü.”