Milli olmayan MİT ve Hakan Fidan
Son yıllarda, özellikle de belirli çevrelerin sürekli üstüne gittiği, yerden yere vurduğu, DAEŞ’e silah gönderdiğini, Cumhurbaşkanı’nın “gizli gündemini” yönlendirip...
Son yıllarda, özellikle de belirli çevrelerin sürekli üstüne gittiği, yerden yere vurduğu, DAEŞ’e silah gönderdiğini, Cumhurbaşkanı’nın “gizli gündemini” yönlendirip yönettiğini öne sürdüğü MİT Müsteşarı’nın aslında “en büyük suçu” sanki birçok ülkeye bağımlı gibi çalışan Milli İstihbarat Teşkilatı’na gerçek anlamda milli bir kimlik kazandırma çabalarıdır. MİT Müsteşarlığı salt Türkiye Cumhuriyeti’nin istihbarat birimi olmaya başladığı an, Türkiye’yi içten ve dıştan yıkmaya çalışan kaltabanların foyaları ortaya çıkmaya başlar. Saldırı okları Hakan Fidan’a yönlendirilir. Ne CIA’i, ne MI6’i ne de Alman BND’si ve tabi ne de Pensilvanya tayfası memnundur Fidan’dan; çünkü eskiden olduğunca cirit atama-
maktadırlar ülkede.
Rahmetli Özal’ın iktidarında MİT’in sivilleştirme işlemi başlatılmış, rahmetli Hiram Abbas’ın yönetiminde MİT’in vurucu gücü ASALA terör örgütünü deyim yerindeyse temizlemişti. Şimdilerde, hele de Hakan Fidan’ın müsteşarlığa getirilmesiyle MİT gerçek anlamda, salt ulusal çıkarlara hizmet eden bir kuruluş olmaya başladı. İşte Hakan Fidan’a saldırılmasının gerçek nedeni de budur!
‘MAH birçok ülkeye bağımlıydı’
Milli Emniyet Hizmetleri (MEH)/Milli Amele (Emeller) Hizmetleri (MAH) yani MEH/MAH 1926 yılında kurulur. Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra önce Nazi istihbarat servisi ABWEHR’in şemsiyesi altında çalışan MAH İkinci Dünya Savaşı sonrasında, başta CIA olmak üzere Batılı istihbarat teşkilatlarının emrine girer. “Milli” olma niteliğini yitirir, maaşlarını bile batılılar ödemeye başlar. Bu rezalet mahkeme belgelerine bile geçer: