ABD, Venezüella ve ‘arka bahçedeki’ darbeler
ABD, birkaç gün önce Venezüella’da bir darbe girişimi daha tezgâhladı. Öyle ki, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, verdiği röportajda “Barışçıl geçişi tercih ederiz.
Ancak gereken buysa askeri müdahale de ihtimal dahilinde” dedi. Latin Amerika ve Ortadoğu başta olmak üzere, darbeler konusunda sicili son derece kirli ve kanlı olan ABD’nin bu girişimi sonuçsuz kalsa da, vazgeçmeyeceği kesin. Darbeci eğitmek ve yetiştirmek için School of the Americas adlı bir okula sahip olan ABD’nin, Küba’da iş yapan yabancılara ABD’de dava açılmasını sağlayacak Helms-Burton Yasası’nı, kısa süre önce yürürlüğe koyması da tesadüf değil.
Peki, ABD uzun yıllar boyunca “arka bahçesi” olarak gördüğü ve Küba hariç istediği politikaları güttüğü Latin Amerika’ya niçin bu kadar çullanıyor? Bunun coğrafi, ideolojik, siyasi, iktisadi, tarihi pek çok nedeni var. Venezüella ise özellikle önemli. Ülkenin enerji zenginliği (300 milyar varil petrol, 6.4 trilyon metreküp doğalgaz) ABD’nin iştahını kabartıyor. Büyük su kaynaklarına sahip. Bolivarcı lideri Hugo Chavez ile başlayan halkçı, kamucu, antiemperyalist yönelim de ABD’yi ürkütüyor.