Ali Babacan ve 6’lı masa

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Barış Doster'in bugünkü (07.01.2022)'' Ali Babacan ve 6’lı masa'' başlıklı yazısı.

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan’ın, Habertürk’te Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında söylediklerinin yankıları sürüyor. Babacan’ın Türk vatandaşlığı, Türk kimliği, Devrim Kanunları, anadilde eğitim, cemaat ve tarikatlar için yasallık türünden sözleri yeni değil. Babacan’a özgü de değil üstelik. Babacan’ın eski partisinde de ana muhalefet partisinde de diğer partilerde de böyle düşünen çok kişi var. Daha genel ölçekte liberallerin, din tacirlerinin, inanç hortumcularının, iman bankerlerinin, büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le, Cumhuriyetle, ulus devletle, ulusal kimlikle, yurttaşlıkla sorunu olan etnikçilerin, mezhepçilerin, numaracı cumhuriyetçilerin Babacan gibi düşündüğünü biliyoruz. Babacan bu bağlamda, Osmanlı’daki Ahrar Fırkası’nın, Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın, İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin günümüzdeki devamı niteliğinde. Şaşırmamalıyız...

Abdullah Gül’ün desteğini arkalamış, Londra tefecilerinin gözüne girmiş, New York bankerlerinden aferin almış, küresel finans çevreleriyle iyi ilişkiler kurmuş, 1 Mart tezkeresi öncesinde, dönemin ABD Başkanı Bush’la, Amerikalıların aşağılayıcı benzetmesiyle “at pazarlığı” yapmış bir isim Babacan. Partisini kurduktan sonra, önceki partisini (AKP) kıyasıya eleştiren ama AKP hükümetlerinde dışişleri bakanlığı, ekonomi bakanlığı, başbakan yardımcılığı yaptığını unutan, o dönemki icraatlarına, sorumluluklarına ilişkin tutarlı, samimi, inandırıcı bir özeleştiri vermeyen bir isim Babacan. Böylesi bir özeleştirinin sadece siyasi bir zorunluluk değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluk olduğunu bilmeyen bir isim Babacan. 

CHP VE İYİ PARTİ’NİN SESSİZLİĞİ  
Asıl şunları soralım.

Babacan’ın bu sözlerine, savaş meydanlarında kurulmuş, “Manda ve himayeye hayır” denilen Sivas Kongresi’ni (1919) 1. kurultayı kabul etmiş, devlet kurmuş, Atatürk’ün partisi olarak tarihe geçmiş, ana muhalefet partisi CHP’den de Türkçü, milliyetçi, Ülkücü gelenekten isimler öncülüğünde kurulan İYİ Parti’den de sert tepkiler gelmedi.  

Biliyoruz, CHP içinde Babacan gibi düşünen, partiye etnikçi, mezhepçi, liberal, ikinci cumhuriyetçi, siyasal İslamcı kota, kontenjan ve kompartımanlar sayesinde eklemlenen çok isim var. Etkili konumdalar üstelik. Peki ya parti tabanı niçin sessiz? Seçimler öncesinde genel başkanla ters düşmek istemeyen ve yeniden seçilmenin hesabını yapan milletvekillerini biliyoruz da peki ya parti örgütünün sessizliği?  

Biliyoruz, İYİ Parti genel başkanı, son aylarda sıklıkla, Jön Türklerin, İttihatçıların sloganı olan “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” sloganını kullanıyor. Peki, aynı zamanda Cumhuriyet tarihi doktoralı bir bilim insanı olan İYİ Parti lideri, niçin Babacan’a şöyle okkalı bir Cumhuriyet tarihi dersi vermiyor?  

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Muhalefet ve değişimin yönü 14 Haziran 2023 | 444 Okunma İktidar ve anayasa değişikliği 10 Haziran 2023 | 268 Okunma Mehmet Şimşek’ten kimler, ne bekliyor? 07 Haziran 2023 | 2.430 Okunma Yeni CHP, başkalaşan CHP, dönüşen CHP 03 Haziran 2023 | 563 Okunma Seçmenle inatlaşmak 31 Mayıs 2023 | 1.108 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar