Yeni Zelanda’daki katliam neyin sonucu?
Geçtiğimiz hafta Avustralyalı bir terörist, Yeni Zelanda’da iki camide, Müslümanlara yönelik vahşi bir katliam yaptı. 50 kişi yaşamını yitirdi. Önceki gün de Hollanda’da Türk kökenli bir...
Geçtiğimiz hafta Avustralyalı bir terörist, Yeni Zelanda’da iki camide, Müslümanlara yönelik vahşi bir katliam yaptı. 50 kişi yaşamını yitirdi. Önceki gün de Hollanda’da Türk kökenli bir terörist, tramvayda 3 kişiyi öldürdü. Bu terör eyleminin, Yeni Zelanda’daki katliamdan birkaç güç sonra yaşanması, akıllara ürkütücü sorular getirdi. Sorun çok boyutlu, yapısal. Üzerinde etraflıca düşünmek gerekiyor. Adım adım ilerleyelim.
Birincisi; dünyada yükselen aşırı sağ, faşist, Nazi hayranı akımların; Müslüman, sığınmacı, göçmen, Afrikalı, Türk düşmanlığının; bunları besleyen, bunlardan beslenen terör eylemlerinin pek çok sebebi var. Tarihsel, toplumsal, siyasal, kültürel, iktisadi, dinsel nedenler ilk akla gelenler.
İkincisi; bu terör eylemleri yaygınlık kazanıyor, sıklaşıyor. Anımsayalım, 2011’de Norveç’te, önce kamu binalarının önünde bomba patlatarak 8 kişiyi öldüren saldırgan, ardından solcu gençlerin düzenlediği gençlik kampını basarak 69 kişiyi katletmişti. Paris’te, 2015’te, Charlie Hebdo dergisine yönelik saldırıda, 12 kişi öldürülmüştü.
Üçüncüsü; son yıllarda Batı’da, gelişmiş, kapitalist ülkelerde, İngiltere’den Fransa’ya, Kanada’dan ABD’ye, Almanya’dan Avustralya’ya dek geniş bir coğrafyada, Müslümanlara, Türklere, mültecilere yönelik saldırılarda belirgin artış var. Bu artış, aşırı sağ, ırkçı, vahşi kapitalist, neoliberal, popülist, otoriter akımların güçlenmesine koşut olarak gelişiyor.
Dördüncüsü; son dönemde saldırganlar, eskiden, normal koşullarda sol partilere oy veren, vermesi beklenen sınıflar, katmanlar arasından çıkıyor. Yani çoğunluğu emekçi, düşük eğitimli, dar gelirli. Ama artık aralarında iyi eğitimli, kentli, beyaz yakalı çalışanlar da var. Bu insanların soldan kopup, aşırı sağa yönelmesi üzerinde de durmak lazım. Solun; sağa teslim olması, merkez sağa, aşırı sağa karşı ekonomik, politik, toplumsal...