Başak Demirtaş’ın hastalığı
Başak Demirtaş’ın hastalığı
Zulüm suya atılmış bir tutam tuz kadar kolay mı dağılır? Şair Sadi, sekiz asır önce, Gülistan’da öyle söylüyor. Yemeğine katacağı bir parça tuzun parasını bile ödeyen hükümdar Nuşrevan-ı Âdil, askerlerine öğütlüyor: “Zulmün esası önceleri cihanda az imiş, sonra her gelen bir parça artırınca bugünkü hale varmış.”
Başak Demirtaş hakkındaki hapis kararından sonra aklıma geldi. Hükümet medyası, “olağan şüpheli” saydığı Öğretmen Başak Demirtaş’ın, “sahte raporla” yıllarca okula gitmediğini yazıyordu. Hem kendisi hem doktoru hakkında iki buçuk yıl ceza verildiğini okuduk. Yetmedi, “öğretmenlikten atılmalı” yazıları takip etti. Bir yandaş gazete, KPSS sınavına dünya görüşüne göre girilmesi gerektiğini bile yazdı.
Herkesin ateşe odun atarak alevleri büyüttüğü düzende, ağzında su taşıyan karıncaya saygı duyarak Demirtaş’ın dosyasını alıp okumaya başladım. Sahi gerçek neydi?