‘Berat Bey’ gitti, peki adamları ne olacak?
Cumhuriyetten bile daha eski Hazine’nin çalışanlarıyla konuşuyorum. Artık devletin bürokratları yok, “Berat Bey’in danışmanları, Berat Bey’in yardımcıları, bir de Berat Bey’in danışmanlık aldığı şirketler var” diyerek isim isim sıralıyorlar.
Zil çaldı. Ah ne heyecan! Bayrama gider gibi giydirdiğin çocuğunu okula götürüyorsun. Avcuna “kafan çalışsın” diye kuru üzümü boşaltıyorsun. Çantasına terler diye yedeklerini koyuyorsun. Koşarak gidiyor. Dönüp de ardına bakmıyor. Haliyle senin dolan gözlerini göremiyor.
Yıl sonu geliyor. Merakla karnesini eline alıyorsun. Matematik bir, Türkçe bir, Fen bir... “Oğlum müziği nasıl bir getirdin” diye söyleniyorsun. O sana cevap veriyor: “Muhterem, din kültürünü üç getirmişim ya”. Öğretmeni kişisel becerilerine de kırık vermiş ama biri öne çıkıyor: Arkadaşlarını organize etme yeteneği!
‘Berat Bey’in adamları
Atina’da çalışan bir arkadaşım var. Büyükelçilikte işi gücü oluyor. Bir gün bana sordu: Basın müşaviri bana çok tanıdık geliyor, sürekli de “Berat Bey” diye konuşuyor, kim acaba?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz