Çıkarsa tezkere Bahçeli gitsin askere
Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu bu hafta 'Çıkarsa tezkere Bahçeli gitsin askere!' başlıklı yazısını köşeine taşıdı.
İnsanlar delirdikleri için savaşmazlar ama savaşırken delirebilirler.
“Bizim Filistin davasını desteklediğimiz kadar değilse bile, en azından yarısı kadar Türkiye’nin ve Türk milletinin tarihi haklarını, terörle mücadelesini, geniş coğrafyalara yayılmış esir Türklerin durumunu bugüne kadar ağzınıza dahi almadınız, alamadınız. Geçmişte Filistin kamplarında eğitilip ülkemize sızan ve sızdırılan teröristlere kol kanat germekten de hiç utanmadınız. Filistin devlet başkanı numune de olsa PKK’ye, FETÖ’ye sesini hiç çıkardı mı? Hiç tepki gösterdi mi? Yapmadı. Çünkü konu Türkiye ve Türk milletiydi.”
Çok değil, dört ay önce MHP grup toplantısında, Devlet Bahçeli tarafından söylendi bu sözler. Hedefi başlangıçta Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’tı. Ama Filistin davasının geçmişini de hedef aldı. Hatta Filistin’in Türkiye’ye karşı terörizme yataklık ettiğini söyledi. Sebebi, Filistin devlet başkanının Çin ziyaretinde Uygurlara karşı Çin’e verdiği destekti.
Bu kadarla kalmadı...
Bahçeli, Uygur Bölgesi’nin Çin’den ayrılmasını savunan Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kader’i Türkiye’ye davet etti. Kader’in Türkiye’ye girişi yasaktı ama Bahçeli “MHP misafir etmeye hazır” dedi.
GÜVENLİĞE BOMBA
Elbette Türk dışişlerinden ses çıkmadı. Çünkü Kader’in ülkeye gelmesi, Türkiye’nin avucuna pimi çekilmiş bomba bırakmaktan farksızdı. Rabia Kader meselesi, Türklük davasının çok daha derininde bir hikâye barındırıyordu.
Şöyle anlatalım...